.
Dost; hırs, tamah, bencillik, kibir, intikam, garazdan uzak olan kimsedir. Kendinde sulh ve salâhı temin etmeyen, kendi kendine dost olmayan insan, başkalarına da kesinlikle dost olamaz. Dostluk öyle hassas, öyle ince bir konu ki, tek tarafın birtakım mânevi güzelliklere sahip olması da yetmiyor. Karşı tarafta da az veya çok o güzelliklerin varlığı şart. Atalarımız “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” demişler. Bir taraf aşkla, ihlâsla, irfanla, kemâlle dolu. Karşı taraf bunlardan uzak bir kimse ise, nasıl dostluk kurulabilir? Sizde alabildiğine sevgi, saygı, iyi niyet, vericilik. Karşı tarafta var olan, sadece küçük hesapların adamı olmak, küçük menfaatler peşinde koşmak ise, bu nasıl mümkün olur? Soruyorum, lütfen cevap verin. Nasıl mümkün olur?
Şunu iyi bilelim ki, gerçek dost yalnız Allah’tır, Peygamber’dir ve onların yolunda gidendir. Ancak Allah’ı bilen, ondan korkan, küçük hesapların üzerine çıkabilen kimseler Allah adamlarıdır. İkide birde belkemiğinden konuşan, yayvan ağızlı bazı kimseler, ukalâ ukalâ “Efendim, korku ne demek, ne biçim söz, sevgi var, korku yok” diyorlarsa da, kesinlikle onlara inanmayın. Korkunun olmadığı yerde, sevgi de yoktur. İnsan en çok sevdiği insandan bile korkar demek, acaba bir gün, bir sözümle, yanlış bir hareketimle onu kırar mıyım, incitir miyim, gücendirir miyim diye endişe etmektir. Bu tür konuşan insanlara Resulullah Efendimizin bir Hadis-i Şerifini hatırlatmak isterim: “Hikmetin başı, Allah korkusudur.”
Vücudu tahrip eden ve onu helâke götüren nefsanî eğilimlerden kurtulup, bunların yerine insanlığa yakışan vasıflara sahip olan kimseler dostluğa lâyık olan insanlardır. Diyeceksiniz ki, onu nerede bulayım? Bulursunuz efendim. Arayan bulur.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Allah Ondan ve Hakka Göçen Ailesinden Razı Olsun.