Değerli Büyüğüm,
Saygı ile ellerinizden öpüyor. selamlarımı sunuyorum.Tüm gönül dostlarını da selamlıyorum.
Efendim, cumartesi yaşadığım bir olay beni sürekli düşündürüyor. Hafızamda her anı tazeliğini koruyor. Her düşündüğümde hayranlığım ve hayretim artıyor. Bu olayı bütün gönül dostlarıyla paylaşmak istiyorum. Aslında, gönlüm yedi milyar insanla paylaşmak.
Bildiğiniz gibi cumartesi günü sizinle ve bir kaç kardeşimle bir ayakkabıcı dükkanına ayakkabı bakmak için gittik.
Dükkandan içeri girdiğimizde son derece asık suratlı, sanki niye geldiniz? Bu dükkanda ne işiniz var diyen bir kişi bizi karşıladı. Ben tek başıma oraya gitsem değil alış veriş yapmak adamın suratını görünce içeri girmeden kaçardım. Ama sizinle olduğum için içeri girmek zorunda kaldım. Yaklaşık bir saat kadar işyerinde kaldık.
Geçen bir saatlik süre tüm psikoloji kitaplarına, tüm iletişim tekniklerine örnek olacak bir biçimde geçti. O olağanüstü insan sevginizden kaynaklanan; anlayışlı, duyarlı, hassas yaklaşımınız, konuşmalarınız, o na karşı göstgerdiğiniz saygı ve ve sevgi dolu sözleriniz.
Tabir-i caizse o beton gibi insanı götürdü, içerisinde saklı kalmış tüm güzellikleri ortaya çıkaran son derece sevimli, sıcak gülen bir insanı getirdi. Belki, arkadaş ilk defa bu kadar güzel bakıyordu. Sizin oradan ayrılmanızı hiç istemedi. Ve sizi en kısa zamanda sohbet etmek için dükkanına davet etti. Biz vedalaşarak dükkandan ayrıldık. Ama ben hala o olayın etkisindeyim. Mümkün olsa idi o zaman aralığını videoya alıp, bu konuda uzman olan tüm hocalara gösterebilse idik.
Bıu olaydan da bir kez daha anladım ki sizin gibi özel seçilmiş insanlar bize Hz Mevlana'nın buyuduğu gibi ''sevgiden bakır altınlaşır'' sözünün yaşama nasıl geçirildiğini gösteriyor.
Allah sizden Sonsuz razı olsun, sizi insanlığın başından ayırmasın. Amin.
Tekrar saygıyla ellerinizden öpüyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz.'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Vahap Bey,
Kıymetli yavrum, bu Cumartesi günü yaşadığınız olay her zaman, her mekanda, her insanla yaşanabilir. İstisnaların dışında bugün gönüllerin taş gibi olduğu bir dünyada ve bir ülkede yaşıyoruz. Herkes biraz sevginin, biraz saygının, biraz ilginin özlemi ve susuzluğu içinde. Bugün, dostlarla beraber Armada’daki Uludağ’a gitmiştik. Çıkışta asansöre binmek için köşeye doğru gidiyorduk. Karşıdaki dükkanın duvarları koca koca taş resimleriyle doldurulmuştu. Sanki insanın üzerine düşecek gibiydi. Düşündüm ve ürperdim. Hayat bu kadar güzelliklerle, envai çeşit renkler ve çiçeklerle dopdolu iken dükkan sahibi bütün güzelliklere sırt çevirerek bula bula taş motifini bulmuştu. Sanki o duvarlar insana Yunus Emre’nin
“Taş gönülden ne biter”
mısraını hatırlatıyordu. İşte böyle bir zamanda bizler yedi milyar insana sevgi, dostluk ve ilgi götürmekle yükümlüyüz. Herkes susuz, herkes ilgiye muhtaç, herkes bir aşkın özlemi ve bekleyişi içinde. Ne olur, sizlerden istirham ediyorum, istisna parantezleri açmadan herkese ama herkese biraz sevgi, biraz saygı, biraz ilgi gösterelim. Onlarla dialog kuralım.
“Sevdiğimi demez isem, sevgi derdi boğar beni” diyelim,
“Aşk gelicek, cümle eksikler biter” diyelim,
“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyelim. Ve içimizdeki ilahi aşkı kainattaki bütün insanlarla, hayvanlarla, bitkilerle, eşya ve cemadatla paylaşalım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.