Konu : Her işte kolaycılığa kaçmak yüzünden ne çok şey kaybettik.
Gönderen :
Sabri Babadan Mektup
Tarih :
2/21/2017 1:36:41 PM
.
Kıymetli yavrum, Japon dilinde küçük, basit, önemsiz kelimeleri yok. Onlar için her şey önemli. Onlar için en küçük bir zerrenin bile sonsuz önemi var. Dünyanın en iyi elmas yontucuları Japonya’daki kuyumcular. Dünyanın her tarafından, yontulup, istenilen şekli alabilmesi için Japonya’ ya elmas gönderiyorlar. Ve onlar inanılmaz bir incelikle, sabırla, saygıyla o gönderilen elmasları yontup para kazanıyorlar. Çünkü daha önce o terbiye ailede çocuklara aşılanıyor. Dünyada öğrenilmesi en zor alfabe Japon alfabesi imiş. Birkaç sene evvel Fransız Kültür Bakanı incelemeler yapmak için Japonya’ya gidiyor. Japon çocuklarının o alfabeyi öğrenebilmeleri için olağanüstü bir çaba harcamaları gerektiğini görüyor. Ve bir yemekte Japon Kültür Bakanı’na bir teklifte bulunuyor. “Efendim,” diyor. “Biz size yüz binlerce alfabe gönderelim. Çocuklarınız kolayca Latin alfabesini öğrensin. Gerekirse istediğiniz kadar öğretmen de göndeririz.” Japon Kültür Bakanı büyük bir zarafetle; “Efendim,” diyor. “İlginize çok teşekkür ederiz. Yalnız burada ince bir nokta var. Bizim çocuklarımız, Japon alfabesini uzun yıllar içinde öğrenmeye çalışırken aynı zamanda sabretmesini, tahammül etmesini, beklemesini de öğreniyorlar. Şimdi bu durumda onlara bu mânevi güzellikleri nasıl öğreteceğiz?” Fransız Kültür Bakanı mahçup oluyor, yüzü kızarıyor ve kekeleyerek, “Afedersiniz” diyor. Bir takım kolaylıkları benimsemek iyi güzel de, hayatın asli unsurları olan sabır, şükür, kanâat, zarâfet, incelik, edep gibi duygulardan mahrumiyet halinde o toplumun nasıl bir manzara göstereceği de ortada. Bu güzelliklerden mahrumiyet, hepimizin hayatına bir karabasan gibi çöküyor. Açık konuşalım, samimi olalım. Bu durumdan hepimiz şikâyetçi değil miyiz? İçimizde bu yüzden hayata küsenler, bedbinleşenler, dünyası yıkılanlar, çeşitli maddi mânevi hastalıklara yakalananlar az mı? İsteyen kendi çevresine bakabilir, o çevredeki ailelere, iş muhitlerine, çalışma hayatına, kısa bir bakışla nice acı gerçekleri yakalayabilir. Şöyle kısa bir süre trafiğe çıkmakla bile insan neleri müşahede edebilir. Hepimizin bağrı yanık. Hepimiz ıstırap içindeyiz. Ama yalnız şikâyetle iş bitmiyor ki. Bütün bu olup bitenlerin sebebi nedir? Nereden kaynaklanıyor? Doğru teşhisler koyup, tedavisi yoluna gitmedikçe daha kaç neslin hayatı bu şikâyetlerle geçecek. Selam, saygı ve sevgi ile. Sabri Tandoğan Efendi Hz. Aziz Ruhları Şad Olsun.
|