Her zaman düşünmüşümdür.Dünyanın en mükemmel dini ile şereflendiğimiz halde biz Müslümanlar neden bu acınacak haldeyiz?
Bunun pek çok sebebi var elbette. Fakat bence birinci sebep dürüst değiliz,kul hakkından ve adeletsizlikten korkmuyoruz. Kuran'da belirtildiği gibi Allah bütün günahları affediyor. Yalnız iki günah hariç; Şirk ve kul hakkı.Allah'ın bile affetmekten çekindiği bir günahı hiç çekinmeden birbirimize karşı her gün işleyip duruyoruz.
"Devlet malı deniz, yemeyen domuz" diye bir özdeyişimiz bile var.Devletini arpalık olarak gören, "Haram olsun, helal olsun ver Allah'ım" diyen zihniyeti çok iyi yansıtan bir deyiş bence.
Ben yıllarca Batı ülkelerinde bulundum. Batının bize karşı üstünlüğünün en önemli sebebi insanların dürüst olması ve çok iyi işleyen bir adalet sisteminin bulunması.Bu iki özellik sayesinde batı medeniyeti bütün manevi kokuşmuşluğuna rağmen Müslümanlar üzerinde üstünlük sağlıyor.
Benim Avustralya'lı bir arkadaşım var.Ülkesinde çok iyi maaşla bir iş bulmuştu.Ancak bir süre sonra aldığı maaşın hakkını verecek kadar hizmette bulunamadığını düşünüyor ve istifa ediyor.İstifa dilekçesinde gerekçe olarak da bunu belirtiyor.Ben kendisine büyük bir dürüstlük örneği verdiğini söyledim.Bana hiç unutamayacağım bir cevap vermişti."Dürüstlük bir erdem değildir,eğer erdem olarak kabul ediliyorsa orası zaten bitmiştir" dedi.
Sonra kendi ülkemi düşündüm.Kaç insan işinin hakkını vererek çalışıyordu? Müslümanlık adına insanlardan para toplayan, daha sonra bu paraları hortumlayan İslami holdingleri düşündüm.Binbir vaadle insanlardan oy toplayan,iktidara geldiğinde devletin imkanlarını yandaşlarına peşkeş çeken Müslüman görünümlü politikacıları düşündüm. Hocalık kisvesi altında insanları aldatan sahte şeyhleri düşündüm. Alışveriş yaparken insanları kazıklayan, daha sonra beş vakit namazını kılan Müslümanları düşündüm. Çalıştığı işyerinde boş yere saatleri geçiren çalışanları düşündüm.Temiz ve dürüst insanları tenzih ederek söylüyorum ancak genel görünüm bu, kendimizi aldatmayalım.Türkiye yine müslüman ülkelerin içinde en iyisi. Diğer İslam ülkelerinin ne halde olduğunu oraya gidenler çok iyi bilirler.
İslam, insanı en üstün mertebeye çıkaran bir din. Ancak İslamın kendisi göklere çekilmiş tertemiz duruyor, İslam'ın ismi ise müslümanlarda kalmış.
İslam'ın gerçek boyutunu anlatan çok önemli bir örnek vereceğim. Bir gün bir sahabe savaşta ölür.Arkadaşları Peygamber Efendimize "Ne mutlu ona, şimdi cennettedir" diyorlar.Peygamber Efendimiz "Hayır o cennetde değildir, bilakis cehennemin tam ortasındadır" Buyuruyorlar. Sahabeler şaşırıyor, nedenini soruyorlar. Peygamberimiz "Üzerinde giydiği gömlek haksız yere aldığı Beytül mala (devlete) ait bir maldı. Onun üzerinde bütün müslümanların hakkı vardı" demiştir.
Haksız yere elde edilmiş bir gömlek yüzünden İslam'daki en yüce makamlardan biri olan şehitlik bile kabul edilmiyor. Keşke her şeyden önce bunu öğrenebilsek.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Efendim, bir tarihte Necip Fazıl Kısakürek’in mürşidi Adbülhakim Efendi Hazretleri Eyüp camiine gider, ikindi namazını kıldıktan sonra bazı gençler çevresini sararlar, “Efendim”, derler, “”biz sizi çok seviyoruz, sayıyoruz, müsaade buyrulursa bir çay evine gidelim Size soracaklarımız var”. Giderler, otururlar, gençlerden biri sorar: “Efendim”, der, “dua buyurun, Ümmet-i Muhammed kurtulsun”. Hazret cevap verir, “Ah, yavrularım”, der, “Bana ümmet-i Muhammedi gösterin, kurtulduğunu size müjdeleyeyim”. Olay bu efendim. Bugün ne yazık ki İslam ülkelerinin hiçbirinde İslamiyet yaşanmıyor. Cemiyet olarak değil, sade aşık olarak fert fert İslamiyeti yaşayan güzel insanlar var. Onların hakkını yemeyelim. Eyvallah. Ama topluluk olarak, millet olarak aynı şeyi söyleyemiyoruz. Azerbeycanlı şair Sabir’in bir şiiri var, diyor ki
“Çöldeki arslanlardan gorhmirem
Yoldaki kaplanlardan gorhmirem
Nerde bir müsilman görirem
Çevrenize bakın, bir Ayeti, bir Hadisi yaşayabilen kaç kişi göreceksiniz. Yıllardır soruyorum, 'bir tek “Ya hayır söyle, yahut sus” Hadisini yaşayan bir Müslüman gördünüz mü?' diye. Evet diyene ratlamadım. Hep işin lafını ediyoruz, edebiyatını yapıyoruz. Ama nerde yaşayan, nerde uygulayan.
Olay bu efendim. Allah, bizleri de cümleyi de ilmiyle amil olan, öğrendiklerini yaşayan kullarından eylesin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...