Sayın Hatice Hakeri,
16.3.2007 tarihli mailinizi aldım.
Efendim, milli duygunun en halisi, en gerçeğiyle şiirleştirdiğiniz muhteşem mailinizi gözyaşıyla okudum. Allah sizden razı olsun. Sağolun, varolun.
Efendim, işin özeti galiba şu oluyor. Bir insana bakacağız. Eğer onun hayatında yaşamayı da aşan üstün değerleri varsa ona o oranda sevgi, saygı, bağlılık duyacağız. Yoksa ona sadece tiksinerek bakacağız. Çünkü o küçük menfaatlerin esiri olmuş, hayvanları bile utandıran bir yaşantı içindedir. O, küçük hesapları uğruna dünyasını da, ahiretini de yıkmış bir zavallıdır. Ölçümüz bu olmalı. Çok kullanılan ve beni çocukluğumdan beri tiksindiren “Günün isterleri “ diye bir söz var. Dileyen o yolda gidebilir. Yalnız, o günün menfaatlerine göre kendini ayarlayan bir hesap adamı olabilir. Keyfi bilir. Ama biz öyle olmayalım. “Günün adamı” değil, “Hakikatın adamı” olalım. İnsan, ancak o zaman kendine saygı duyabilir. O zaman onun yaşantısının bir anlamı, bir güzelliği, bir ihtişamı olabilir.
Çevremize bakıyoruz. Birtakım insanlar koltuk için, menfaat için ne rezillikleri göze alıyorlar. Ve o yolda neleri çiğniyorlar (Başta kendi şahsiyetleri). Acaba farkındalar mı? Avrupa birliği diye, dialog diye çırpınanlar, yırtınanlar acaba yarın Allah’ın huzuruna çıktıkları zaman bunun hesabını verebilecekler mi? Ne diyaloğu kardeşim? Neyin dialoğu? Adam, senin Allah’ına inanmıyor, Peygamberine inanmıyor, kitabına inanmıyor, kutsal diye bildiğin hiçbir şeye inanmıyor. Üstelik, seni adam yerine koymuyor, sevmiyor, saymıyor, istemiyor, beğenmiyor, hor ve hakir görüyor. Peki, sen şimdi bu adamla hangi diyaloğa girişeceksin? O zaman yapılan iş diyalog değil, “monolog” olmayacak mı? O sana kendi “batıl”ını empoze edecek. Sen de ona naçar “Eyvallah” diyeceksin. Süleyman Demirel’in tabiriyle “Va mı bunun baska türlü çeşidi?” Oyun ortada. Aptal yerine konuluyoruz. İstismar ediliyoruz. Köle durumuna düşürülüyoruz. Hani boksörlerin antreman yaparken kullandıkları kum torbaları vardır, tıpkı onun gibi. Gelen vuruyor, giden vuruyor. Adamların tek düşüncesi var: Sevr’i hortlatmak. Türkiye’yi bölmek, parçalamak. Tiplerini de ne güzel seçiyorlar. Nerede Kenan Evren gibi aptal, gerizekalı, düşüncesiz kimseler bulurlarsa içlerindeki gizli istekleri açığa vuruyorlar. Ne yazık ki mütareke basınında her zamanki uşaklıklarını, yalakalıklarını burda da gösteriyorlar. Malum isimler, malum teraneler. Vur abalıya. Nasıl olsa bizlerin ağzımız var, dilimiz yok. Sesimizi yükselteceğimiz, duyuracağımız ne bir gazetemiz, ne bir televizyonumuz var. Eli kolu bağlı bir insan gibiyiz. Vur ha vur. Acımadan, insafsızca, merhametsizce. Vur ha vur...
Ama bir şey unutuluyor. Atatürk’ün Kurtuluş savaşına başlarken masaya yumruğunu vurup “Türk Milleti esir edilemez. İlelebet hür ve müstakil yaşayacaktır” sözü...
Efendim, içimizde sizin gibi atalarından tevarüs ettiği temiz kanı hala devam ettiren güzel insanlar da var. Allah onlardan razı olsun. Onların samimi bir inancı var. Diyorlar ki “Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır”.
Şurası iyi bilinmeli ki biz, “yedi düvel”e dostuz, kainatla barışığız. İnsan, hayvan, bitki, eşya ve cemadat bütün kainatı tek istisna olmadan “Muhammed bir aşk”la kucaklıyoruz. Herkes bizim dostumuz, kardeşimiz, arkadaşımız, canımız, ciğerimiz. Amma...İş bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze, haysiyetimize, namusumuza intikal edince o zaman bütün insanlar bir Nene Hatun, bir Şerife Bacı olur. Aslan kesilir. Bundan sonra da cümle alem bilsin ki bu aşk, bu ruh devam ettiği sürece yeni mucizeler görülecektir. Benim, rahmetli babaannemin söylediği çok düşündürücü, çok anlamlı bir söz vardı. “Yavrum, kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar” derdi. Onun için herkes şu hayat sahnesinde kendine düşen rolü oynayacaktır. Bunda yadırganacak bir taraf yok. Ve herkes kendi yolunu seçmekte özgürdür.
İyinin, güzelin, doğrunun, temiz, büyük ve asil olanın yolunu seçenlere ne mutlu. Onları seviyoruz, onlara saygı duyuyoruz ve onlarla beraberiz. Allah onlardan razı olsun. Yürüdükleri ışıklı yolda Allah yardımcıları olsun.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Vatanımı, bayrağımı seviyorum, o halde varım Yazan Hatice Hakeri
Cvp: Vatanımı, bayrağımı seviyorum, o halde varım Yazan Sabri Tandoğan