Konu : İnanç ve san'at: Varlık ve ruh alemine açılan kapılar...
Gönderen :
Sabri Babadan Mektup
Tarih :
2/27/2017 10:50:50 AM
.
Kıymetli yavrum,
San’at eseri, insanları yeniden doğmuşçasına, taptaze bir ışıkla doldurur. Büyük san’at eserleri karşısında, biz en köklü ve en derin varlığımızla ve kendi özümüzle yüzyüze gelmekteyiz. San’at, insanlığın kendi kendini gördüğü, gözetlediği ve baktığı en parlak aynadır. Orada en açık biçimde ve en temiz şekilde insanın ne olduğu ortaya çıkar. İnsan ruhunun derinliklerinde san’at ile mânevî duygular tam bir ilişki içindedir. San’attan ve mânevî yüceliklerden, güzelliklerden uzaklaşan insanlar da, ruh heyecanını, aşkını kaybeder. Onda varoluştaki çılgın heyecan, akıl almaz güzellikler karşısındaki ürperti kalmamıştır. Yabancılaşmıştır. Âhenk ve uyum yok olmuştur. Çağımız insanı bu durumdadır ne yazık ki. Kendi ruhuna karşı kâinatın pencerelerini tıkamış ve dünyasını dar sınırlar içine hapsetmiştir. Kendini Allah’a, kâinata, hayata ve güzelliklere bağlayan bağları kopmuş, diyalogu kesilmiştir. Ruhu, üstün, güzel ve yüce âlemlere kanatlanamıyor demektir. Donuk ve katı insan, inanç evrenine giden kapıları da açamaz; çünkü inanç ve san’at, varlık âleminin derinliklerinde buluştukları gibi, ruhun derinliklerinde de buluşurlar. Ulviyet duygusu, bize günlük ekmek kadar lâzımdır. İnsanların gerçek varlığı hissedemeyişleri, şüphesiz içlerindeki bu ilâhi ışığı söndürmelerinden ileri gelir.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz. Aziz Ruhları Şad Olsun.
|