.
Sabahin erken saatleri… Yine penceremin onundeyim. Disariyi yogun bir sis perdesi kaplamis goz gozu gormuyor. Neredeyse onumuzdeki evi bile goremiyorum. Bulut bulut inen sis bazen hafif ruzgarla aralanir gibi oluyor. Az otedeki parkin yesilini, yada evlerin catilarini secer gibi oluyorum , sonra heresy yine o yogun beyazligin arkasinda kayboluyor. Nem, evin icinde bile hissediliyor sanki…. Kendime sicak bir cay yapiyorum, fincanimi avuclarimin icine aliyor, uzerinde dumani tuten mis gibi burcu burcu kokan cayimi yudumlayarak bu inanilmaz guzel, mucizevi manzaraya daliyorum.
Yasami dusunuyorum …. Cogumuz icin su sis tabakasindan farkli gorunmuyor. Bir adim sonrasini bile hesaplamaktan , bilebilmekten aciziz aslinda… O yaptigimiz uzun vadeli planlarin kaci gerceklesebilecektir aslinda…. Birden annecigimden duydugum bir soz aklima geliyor. "Hayat aslinda bir halinin dokunusu gibidir" demisti. "Desen bellidir gercekte ama sen goremezsin tamamini. Her an bu deseni olusturmak icin yeni bir ilmek atarsin hayata ve ilmek ilmek dokursun yasamini." Omur tamama erdiginde de halinin tamami dokunmus olur. Iste o an ortaya cikmis olur butun desen , dogrusuyla, hatalariyla…….
Bu zorlu hayat yolculugunda her an, her davranis cok onemli bizler icin. Cunku sarfettigimiz her soz. attigimiz her adim olusturuyor bu yasam halisini. Soyledigimiz her soz uzayda cinlayarak dolasmaya basliyor, yok olmuyor. Yaptigimiz hatalari zamani geri alarak duzeltme imkanimiz yok. Elimizden geldigi kadar az hata ile dokumaliyiz onu….
En kolay yaptigimiz hata nedir? diye dusunuyorum. Bence kendi isimizden cok baskalarinin ne yaptigi ile, nasil oldugu ile, onlarin hatalariyla ilgileniyoruz hep….. Kulaklarimda Peygamber Efendimizin (SAV) su Hadisi Serifi cinliyor. " Bir mu'min diger bir mu'min kardesinde gordugu bir ayiptan oturu onu kinarsa, kinayan o kinadigi ayibi islemeden can vermez" Urperiyorum:
Bu konuyla ilgili bir hikaye okumustum: Yalova Vaizlerinden Mevlud Karakus Hoca Efendi anlatiyordu: " Istanbul'da taninmis hocalardan Hafiz Mehmet Efendi 'nin derslerinde bulunuyordum. Her biri inci mercan kadar kiymetli sozlerini dikkat ve alaka ile dinliyor cok istifade ediyordum. Merhum Hoca o kadar guzel konular secerdi ki hayran olmamak mumkun degildi. Fakat cok acele konusur , adeta kelimeleri birbirine karistirirdi. Bu nedenle dersleri dinlemek. Hele kulagi biraz az isitenler icin hayli zor oluyordu. Bir gun yine onu dinlemistim. Kendi kendime : - Ah ne olurdu , su hoca efendi biraz agir konussa, kelimelerin ve cumlelerin hakkini verse , soyledikleri daha iyi anlasilirdi diye icimden gecirdim. Aradan zaman gecti, nasil oldu anlamadim , O gune kadar tane tane konusmak aliskanliginda olan fakir de, tipki Hoca Mehmed Efendi gibi acele konusmaya, kelimeleri karistirmaya basladim. Sanki, Onun hali bana giydirilmisti. O gunden beri bunu duzeltemiyorum……"
Evet bir kimsede hata , kusur ayip gordugumuz zaman, once kendimizi bir yoklamaliyiz degil mi? Eger dikkat edersek ona benzer bir kusuru kendimizde de buluruz. Yada o kusur o anda bizde yoksa herhangi bir gaflet aninda ayibi, benzer bir seyi yapmayacagimizi kim garanti edebilir ki !!! degil mi? Bizim de baska baska zaaflarimiz , eksiklerimiz, hatalarimiz yok mu?
Ne demis Koca YUNUS
" Cumleler dogrudur sen dogru isen,
Dogruluk bulunmaz sen egri isen"
Yavas yavas sis perdesi aralanmaya basliyor, Sicak simsicak gunes isinlari uzaniyor beyaz pamuk yiginlarinin arasindan. Aydinlatiyor isitiyor dunyayi. Butun guzellikleri ve ihtisamiyla ayaklarimizin altina seriliveriyor Yuce Rabbimizin bize sundugu nimetler….
Cok yolumuz var daha alacak , cok…. Sukrederek Rabbime , kalkiyorum yerimden , karisiyorum hayata…...
Bu gun de boyle geldi icimden... Siz ne dersiniz?....
Saygi ve hurmet ile ellerinizden opuyorum...
Ozden CICEK
Creative Wood Painting Lady
Dubai
www.ozdencicek.com
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Özden Çiçek,
Okurken satırlar hiç bitmesin istedim. Yine nefis bir yazı. Güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel. Yine bütün insanların ders alacağı, nefis bir örnek. Allah cümlemize, yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize bu ilmeği doğru bir şekilde atmayı nasip etsin. İnsan aynı yazıyı tekrar tekrar okumak istiyor, doyamıyor, bıkamıyor. Ne mutlu size. İnşallah bizler de hayat halısının her ilmeğini İslam edebine göre incelik, zarafet içinde atmayı öğreniriz. Buna bizim de, bütün dünyanın da öyle ihtiyacı var ki. Bugün bütün insanlık ıstırap içinde. Bir insan düşünün, yanı başında pırıl pırıl bir menba suyu var. İslam'ın hayat suyu iyiliğin, güzelliğin, inceliğin, estetiğin kaynağı. Bizler o kaynağı bırakıyor, mülevves, pis, iğrenç çamur birikintilerinden su içmeye kalkıyoruz. Sonuç ortada. Karacaoğlan'ın dediği gibi, "Bir ben değil, cümle alem perişan". İçimiz kan ağlıyor, elimizden bir şey gelmiyor. Ne olur, bu it dalaşını bıraksak, Beethoven'in 9ncu Senfonisinin Koro kısmında olduğu gibi, "Birleşiniz insanlar, kardeş gibi olunuz" sözünü terennüm edebilsek. Ne olur yedi milyar insan elele versek, sevgiyle, saygıyla, dostlukla, kardeşlikle birbirimizi kucaklayabilsek.
Yeni maillerinizin özlemi içinde selam, sevgi ve saygı ile...
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...