Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Dün dünle beraber geçip gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.
Gönderen : Çiğdem Seçkin Gürel
Tarih : 3/4/2017 9:27:24 PM


.


Güzel üstü güzel, evreni kucaklamaya yetecek bir sevgi, saygı, incelik, hassaslık örneği Sevgili Büyüğümüz,


Size yine bir güzel günden seslenebilmek ne güzel, tabi diğer bütün gönül dostlarıyla birlikte...



Efendim, bugünkü bir mailin başlığında yer alan “güzel gören güzel düşünür” sözü ile güzel görmenin güzelliğe gitmenin ilk adımı olduğuna ne güzel işaret ediliyor. Bundan iki gün kadar önce akşam eve dönmeden evimin yanındaki markete uğramıştım. Her zaman tartı bölümünde bizlere yardımcı olan bir genç kardeşimiz yine oradaydı. Nedenini bilemiyorum ama o gün biraz sıkıntılı idi. Bir ara bu hayatı kaldıramadığını, ölmek için dua ettiğini söyleyince gülümsedim, "Niye" dedim "başka bir çıkış yolu için dua etmiyorsun. Bu durumunda tek çıkış yolu senin için bu mu? Niye böyle ümitsizsin?" Biraz düşündü, yüzünde sevinç rüzgarları esti ve daha bir rahatlamış olarak "Aslında haklısınız abla" dedi. Ama daha fazla şey duymak istediğini farkedince "unutma ki dedim, en çok daraldığımız zamanlar kurtuluşa en yakın olduğumuz zamanlardır. Ama dayanmasını bilmek gerek. Lütfen bu kadar ümitsiz olma". Bunun üzerine iyice ikna olmuş, rahatlamış, bu çok kısa süreli konuşma ile bakış açısını farklı bir yöne kaydırabilmişti. Onun bu rahatlığını kalben hissederek yanından ayrıldım.



Sayın büyüğüm, siz de bundan uzun yıllar önceki bir tv sohbetinizde yüzme bilmeyen bir insan denize düştüğünde yapması gereken şey sadece sabırla, çırpınmadan beklemektir, nasıl olsa gelip bir kurtaran çıkar. Aksi halde çırpındıkça boğulur diye anlatmıştınız. Yine sitemize yazan bir gönül dostu da bir mailinde güzel bir söz hatırlatarak “Mütevekkelin gemisi batmaz” diyordu. Galiba hayat olayları karşısında daralıp bunalınca yapılması gereken düşüncesi güzelleştirmek, sükunetini muhafaza etmek ve hangi koşulda olursa olsun inançla kendine gelecek yardımı beklemek ve ona gönülden inanmak olmalı... Sayın büyüğüm, sizin de bizlere herzaman rehber olarak seçmemiz gereken bir Peygamber buyruğu olan “Ya hayır söyle, yahut sus” sözü de bu noktada çok çok önemli bir anahtar rolü oynuyor hiç şüphesiz hayırlı ve güzel olanın kapısını açarken, şerlerin kapısını ise kapatma konusunda...




Sayın büyüğüm, burada önümüzdeki Perşembe inşallah idrak etmeye başlayacağımız rahmet ayı Ramazan-ı Şerifin bütün insanlığa evrenin bütün güzelliklerini derleyerek beraberinde getiriyor olması dileklerimi sunuyorum. Bizler hep nedense hep geçmiş Ramazanları özlüyoruz ama elimize bundan da pek birşey geçmiyor. Şimdiden bu ayı acaba bu defa nasıl yaşayalım ki unutulmaz olsun diye bir plan yapabilsek ne güzel olur diye düşündüm. Bir Ramazan ayını unutulmaz yapan şeyler neler olabilirdi: Belki önce yolda, sokakta birbirine hep selam ile güleryüzle mukabele eden insanlar ve yine aile içinde artırılan karşılıkılı saygı hoşgörü ve sevgi ortamı, karşılıklı gösterilen incelikler, sevgiler, teşekkür duyguları ... Ardından toplum genelinde bir paylaşım atmosferi. Yoksulların, kimsesizlerin, imkanları çok dar veya kısıtlı olanların, çocuklarının eğitimine güç yetiremeyenlerin imdadına koşuduğu, onların sıkıntılarının unutturulduğu ve çok daha fazlalarıyla geri dönşümlerinin yaşandığı paylaşımlar... Yine bu güzel ayın mana katkılarının doyumsuz güzelliğine ulaşabilmek için yapılacak dost sohbetleri, sadece hayrın, Hakka ulaştıran güzelliklerin konuşulacağı sohbet mekanları... Ve hiç şüphesiz daha niceleri...



Sayın büyüğüm şimdiden sizin ve bütün gönül dostlarının bu feyiz ayını kutluyor, sitemizde de sizin paha biçilmez rehberliğiniz ve önclüğünüzde birçok yeni güzelliklerin, sohbetlerin, hayırların, yeni görüş ve düşüncelerin paylaşılıp yaşanmasına ve yaşatılmasına vesile olmasını diliyoruz. İnşallah bu rahmet ayı insanlık aleminin de arı, duru sular gibi kendi öz benliğinin farkındalığına ulaştığı bir zaman dilimi olur ve beraberinde sonsuz hayırlara sunar...



Hürmet ve sevgiyle gül ellerinizden öperim. Allah’a emanet olun...






Çiğdem


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Çiğdem Hanım,


Kıymetli yavrum, yazdığın inanılmaz güzellikteki mail beni çok heyecanlandırdı, duygulandırdı. Allah senden razı olsun. Mümkün olsa da bu maili yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimiz okusa. Allah’ım, adına hayat denilen şu karmakarışıklık, patırtı gürültü içinde Çiğdem Hanım gibi ne güzel kulların yetişiyor. Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Topluma bakıyorum, herkes birbirinden şikayetçi. Herkes konusundan, komşusundan, hısmından akrabasından, karısından kocasından, işçisinden, patronundan, amirinden memurundan şikayetçi. Peki bunların kime ne faydası var? Bırakalım faydasını en büyük zararı kendimize olmuyor mu? İç dünyamız kararıyor, yaşama sevincimiz sönüyor, negatif bir insan oluyoruz. Bir bıraksak bu şikayetlerimizi, kendi dünyamızı kursak. Orada tertemiz, pırıl pırıl melekler gibi yaşasak. İnsanları sevsek, hayvanları, bitkileri, eşyayı, cemadatı sevsek, daha çok sevsek, içimizi sevgiyle doldursak. Tek istisna olmadan herkesin iyiliğini istesek, herkese sevgi ve dostluk elimizi uzatsak.



“Ne olur kirlenmesek, temiz kalsaydık


Dünyanın aldatıcı renklerinden soyunsaydık


Ah! Güvercinler gibi böyle saf


Şadırvanlarda kanat çırpsaydık”



Ne mutlu o insanlara ki alemin dedisinden, kodusundan uzaklaşır, kendi dünyasını kurar ve o dünyada tertemiz pırıl pırıl ahiret hazırlığını yapar. Mümkün mü? Neden olmasın. Şu toplumda bile bu şekilde yaşayan nice kadınlar ve erkekler var. Allah onlardan razı olsun, sayılarını artırsın.


Kıymetli yavrum, sevgiyi ve güzelliği dile getiren yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]