Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Örnek aile, örnek evlilik...
Gönderen : Sabri Babadan Sohbet
Tarih : 3/8/2017 2:31:02 PM


.



SABRİ BABA İLE SOHBET
ÖRNEK BİR EVLİLİK...
-Efendim, Rana Hanım'a evlenme teklif ettikten sonra onun aranızda yaş farkı olduğu için biraz düşünmek istemesi ve sizden zaman istemesi üzerine ondan cevap beklediğiniz sürede ya kabul etmezse diye içinizde bir endişe var mıydı?


Sabri Tandoğan Efendi Hz:



-Hayır yoktu. Benim de bildiğim bazı şeyler vardı yani...



Birkaç gün sonra “Sabri, düşündüm ama aramızda yaş farkı var. Bu ilerde sorun olabilir.” dedi. Ben de bunun üzerine Peygamber Efendimizle Hz. Hatice Annemizin evliliğini örnek gösterdim, “Onların da aralarında on beş yaş fark vardı ama kâinatın en muhteşem evliliğini yaptılar. Biz neden yapmayalım Rana dedim?” Beni dinledi ve iknâ oldu.


Evlendik, iki odalı, mütevâzi, sobalı bir ev tuttuk. İçeri girerken bir anlaşma yaptık, bu evde ne senin dediğin olacak, ne benim, yalnız Allah’ın ve Peygamberin dedikleri olacak dedik. Ve bu mukaveleye hep sadık kaldık. Bana göre en azından son bir asrın en muhteşem aşkını ve evliliğini biz yaşadık. Çünkü kırk dört yıl hiç kavga etmeyen bir başka çift olmamıştır.



Bizim her ânımız bir ibadet şeklinde geçti. Dedikodu ile, lüzumsuz konuşmalarla hiç vakit geçirmedik. Rana, evlendiğimiz gece bir rüya görmüş. Bir pir-i fâni rüyasına ona yaklaşarak “İntibah ve inşirah” demiş ve kaybolmuş. Sabahleyin uyandığında bana sordu, “Sabri, bu rüyadaki sözler ne anlama geliyor?” dedi. Dedim ki, “Rana, artık senin için yeni bir hayat başlıyor, tamamen yeni bir hayat. İntibah bu. İnşirah da bu yeni hayattan duyacağın ferahlık ve saadet demek”. Hakikaten de evliliğimiz bir intibah ve inşirah oldu Rana için.



Birbirimize hep Allah’ın emaneti olarak baktık. Bir tek gün münakaşa etmedik, birbirimize itiraz etmedik. Rana benim için “Sabri, benim mürşidim” derdi.



Evlendiğimiz günlerde hanımlar arasında bir çuval modası vardı. Hiç de estetik olmayan bir kıyafet tarzı idi. Bir akşam otururken çuval modası hakkında ne düşündüğümü sordu. Hiç beğenmediğimi, kadın vücudunu ortaya çıkardığını söyledim. Biraz sonra Rana birden ortadan kayboldu. Bekledim, bekledim..., yok. Merak ettim, gittim baktım. Eline makası almış, elindeki iki elbiseyi makasla dilim dilim doğruyor. Meğer evlenirken kendine iki tane çuval elbise almış. Ben öyle söyleyince kimse giymesin diye onları doğramış. Bu olaydan sonra ona olan saygım, sevgim daha da arttı.



Ev almıştık, müteahhide borçlanmıştık bir süre için. O arada başkalarından borç almayalım diye hergün musluk suyu ile ekmek yemek durumunda kaldık. Rana, bir tek gün bile şikayet etmedi, “Ben Danıştay savcısıyım, bu nasıl olur” demedi. Suyla ekmeğimizi yerken birbirimize “Şimdi biz Sheraton’da kahvaltı yapıyoruz, şimdi Hilton’da yemekteyiz” diye takılır, güle oynaya yemeğimizi yerdik. Sonra borcumuz bitti, eski günlerimize geri döndük. Sonra bazı günlerde de nefsimizi terbiye etmek için Rana ile kuru ekmek yediğimiz oldu.



Bizim evliliğimiz hep böyle karşılıklı sevgi, saygı, anlayış içinde geçti. Nur içinde yatsın. Allah’ın rahmeti, Peygamberin şefaâti üzerine olsun.



Ben de kırk dört yıl boyunca ona hep saygı, sevgi duydum, hayranlık duydum. Onda hergün yeni bir güzellik bulurdum. Hiç bir gün ne çekmecesini, ne çantasını açmadım. Birgün bana “Sabri çantamda ilacım var, verir misin?” dedi. Tuttum çantayı öylece götürdüm. “Niye açmıyorsun” dedi, şaşırdı. “Kusura bakma Rana,” dedim, “ben senin çantanı nasıl açarım?”



-Efendim, ne kadar güzel bir insanmış Rana Anne, nur içinde yatsın. İnşallah bu güzel beraberliğiniz öbür dünyada da devam eder...


Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]