Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayat bir imtihandır, bu imtihanı başarmak zorundayız.
Gönderen : Sabri Babadan Selam
Tarih : 3/13/2017 1:42:13 AM


.
Efendim, hikâyeyi bilirsiniz. Bir gün Buda, öğrencileri ile ders yapıyormuş. Konu, ölüm. Buda, ölümün çok doğal, normal bir olay olduğunu anlatmakta. O sırada bir öğrenci ağlayarak ge­liyor. Buda talebesine ağlamasının nedenini sorduğunda genç öğrenci, “Efendim,” diyor, “ileri yaşlarda bir komşumuz öldü. Hepimiz çok üzüldük. Çok rahattı. Ömür boyu hiçbir sıkıntı çekmeden, hiçbir sorunla karşılaşmadan, keyfedip göbek atarak yaşadı.” Buda dinler, dinler, bir süre susar, sonra ağlamaya başlar. Öğrencileri şaşırırlar. Biri, “Efendim, demin ölümün çok doğal bir durum olduğunu, onu çok rahat karşılamak gerek­tiğinden bahsediyordunuz. Şimdi hüngür hüngür ağlıyorsunuz. Bu işi anlayamadık. Lütfen açıklar mısınız?” der. Buda öğ­rencisine döner, “Yavrum der, ben adamın öldüğüne değil, bomboş gelip, bomboş gittiğine yanıyorum. Hiçbir acı çekmedi, hiçbir sorunla karşılaşmadı, ıstırapla yanmadı, gözyaşlarını içine akıtmadı. Olgunlaşmaya imkân bulamadı, ham kaldı. Za­vallıcık eşek geldi, eşek gitti. Ona ağlamayayım da kime ağ­layayım.”

Evet dostlar, çektiğimiz ıstırapları da, sıkıntı ve hastalıkları da şükranla karşılamamız gerekiyor. Onları bizim olgunlaşma­mız, hamlıktan, çiğlikten kurtulmamızı sağlayan birer egzersiz gibi kabul etmemiz gerekiyor. En güzel malzeme ile hazırlanan börek, pişmedikçe neye yarar! Onun da acılardan, ıstıraplardan, çilelerden geçerek arınması, temizlenmesi gerek. İmkânsızı mümkün kılan her yöntemi, Yüce Önderimiz göstermiş. O’nun izinden sapmadan yüründüğü takdirde her şey olabilirlik sınırına girecektir. O, bizlere sözleri ve davranışları ile iyi olan, güzel olan, temiz ve asil olan her şeyi gösterdi.

Peşin hükümlerle, yarım yamalak tecrübe ve kültürleri ile, susam tanesi kadar akılları ile hayata bakanlar, kendi karanlık ve zavallı dünyalarının daracık perspektifleri ile insanı ve hayatı algılamaya çalışanlar, her zaman hüsrana uğrayacaklardır. Ama onlara rağmen güneş yine doğacak, gökte pırıl pırıl yükselecek, karanlıkları aydınlatacaktır.

“Yarın elbet bizim, elbet bizimdir,

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir”

Hepinize güneş gibi günler diliyor, selâm, sevgi ve say­gılarımı sunuyorum…

Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Gören Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]