Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Aşk, bekleyiştir”
Gönderen : Sacid
Tarih : 3/16/2017 9:31:13 PM


.


Pek Kiymetli Buyugumuz,


Siz kadin-erkek arasi cazibe muhitinden sik sik bahsediyorsunuz. Bu muhitte suphesiz pek cok dalgalanmalar olacaktir. Geri cekilmeler, ileri atilmalar olacaktir. Kisacasi zor zamanlar olacaktir. Ilgili sorularim soyle:


1. Siz kendi mutlu evliliginizden bahsederken bunlari yasamadiginizi mi, yoksa bir sure sonra asip duruldugunuzu mu soylemek istiyorsunuz? Bu bir surecse bu sureci detaylandirabilir misiniz?


2. Icinize hic olumsuz dusunce girmez miydi? Girerse bunlari nasil asardiniz?


3. Esinizin asmasini nasil saglardiniz? Yoksa sadece kendinize mi odaklanirdiniz?


4. Evlilik kurumuna tamamen yontulmus bir sekilde mi adim atmak gerekir? Ama tamamen ermis, arinmis bir hale gelmek icin de yine karsi cinsimizin varligi gerekmez mi?


5. Bir evlilik sadece huzurdan, durgunluktan, sakin akintilardan mi ibarettir? Karsilikli tansiyonun, gerilimin ne kadar normaldir? Tabii burada kastim kavga, gurultu degil; burada kendi duygularimizdaki anaforlari kastediyorum.


6. Evlilikte insan bir kere guvendi mi sonra hep vermeye mi bakmali? Hic karsisindakinin vericiligini sorgulamamali mi? Nasil bir yol bulmalidir?


7. Bir evlilikte mikroskobik olsun her turlu farkliligin uzlasmasi mumkun mudur? Bu guzel bir sey midir?


Tesekkur ederim kiymetli buyugumuz. Benzer fakat ince farklarla sorularimi listeledim. Allah zamaninizi bereketlendirsin. Cevabiniz zihnimi cok aydinlatacaktir insallah.


Hurmetle ellerinizden operim


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Sacid Bey,


1- Kıymetli yavrum, herhalde siteyi mutazam takip etmiyorsunuz. Ben bunu daha önce anlatmıştım. Ortaokuldan itibaren kendimi disipline ettim. İçimdeki enerjiyi deliler, çılgınlar gibi okumak suretiyle en iyiye, en güzele harcadım. Ve bir enerjiyi kültürel enerjiye çevirdim. Nasıl deli dolu akan bir nehirden elektrik enerjisi üretiliyorsa ben de öyle yaptım.



2- Ortaokuldan itibaren tek düşüncem vardı: Şu kitabı da okuyayım, öbür kitabı da okuyayım. Başka bir şey düşünmeye vakit kalmıyordu ki. Lisedeydik, tarih hocamız Hayri Bey, sömestr tatilinde Fransız İhtilaline çalışın, gelin dedi. Kitapta 1.5 sayfaydı. Ben, Albert Sorel’in üç ciltlik Büyük Fransız İhtilali’ni okudum, öyle geldim. Hoca sordu: “Çalıştınız mı?” Elimi kaldırdım. “Gel tahtaya” dedi. Şöyle başladım: “Büyük Fransız İhtilali’ne başlamadan önce onu hazırlayan sosyal, ekonomik ve siyasal nedenleri gözden geçirelim.” Dedim. Hoca kürsüden kalktı, bir sıraya oturdu. “Sen kürsüye geç” dedi. Şimdi size soruyorum, böyle bir insanın pislik düşünmeye vakti var mıydı? Lütfen söyleyin.



3- Yalnız kendine odaklanmak eşeklikten başka nedir? Gayet tabi tekamül el ele vererek olur. yemek yerken, yolda yürürken, bulaşık yıkarken bile eşimle kültür meselelerini görüşürdük.



4- Kıymetli yavrum, hayatta hiç kimse yüzde yüz ideal, mükemmel, kusursuz, noksansız bir insan değildir. önemli olan böyle olmayı bir aşk, bir heyecan haline getirebilmektir.



5- Değerli yavrum, her evlilik beraberinde birtakım problemleri de getirir. Önemli olan bu problemleri aklın, ilmin, aşkın ışığında berbaber çözebilmektir. Derdi veren Allah, dermanını da verir. Önemli olan o dermanı beraber, el ele, gönül gönüle aramaktır.



6- Sade evlilikte değil hayatın her alanında, iş hayatında da, sosyal hayatta da verici olmayı bir aşk haline getirmektedir hüner. Resulullah Efendimiz “Veren el, alan elden üstündür.” Buyuruyor. Hayat boyu ilişkilerimde hiçbir zaman, hiçbir kimseye karşı alıcı olmayı düşünmedim. Elimden geldiği kadar, gücümün yettiği kadar hep vermeyi düşündüm. Bundan birşey kaybetmedim. Hep ben kazançlı çıktım. Çağın en mutlu insanı oldum, sonsuz şükürler olsun. Tekrar ediyorum, “Veren el, alan elden üstündür.”



7- Efendim, bu engellerin aşılması biraz da karşı tarafa bağlıdır. Evlendiğim zaman herkes hayret etti. Eşim benden sekiz yaş büyüktü. Arkamda benimle evlenebilmek için çırpınan pek çok hanım varken benim böyle bir evlilik yapmamı kimse kabullenemedi. Ama ben rahmetli Rana Hanım’da gördüğüm inceliği, kibarlığı, zarafeti, asaleti, ruh güzelliğini kimsede görememiştim. Benim tercih nedenim buydu. Ama çevre bu durumu göremedi. Netice ne oldu? Çağımızın en güzel, en muhteşem bir evliliğini yaşadım. Nice insanın aklının, havsalasının alamayacağı kadar güzel bir evlilik. Renk dolu, ışık dolu, şiir dolu bir evlilik.



“Geçmiş günlerimiz var geleceklerden güzel


Geçmiş günlerimiz var, bütün bir ömre bedel”...




Kıymetli yavrum, sana mutlulukların en güzelini diliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.



Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Allah Ondan ve Hakka Göçen Ailesinden Razı Olsun.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]