Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Veren el, alan elden üstündür”.
Gönderen : Çiğdem
Tarih : 3/16/2017 9:54:03 PM


.



Çok Kıymetli Aziz Büyüğüm, Sevgili Babacığım,
Size ve bütün dostlara sağlıklı, güzel, bahar tazeliği ve güzelliğinde zamanlar dileklerimi sunuyorum...



Sevgili büyüğüm, Peygamber Efendimiz “bir Hadis-i Şeriflerinde “Sadaka malı eksiltmez” buyuruyorlar. Bir başkasında ise “Sadaka belayı def eder, ömrü uzatır” bir diğerinde de “Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz” buyuruyorlar.



Bir anektodda da şöyle anlatılır. Bir gün bir veli zat yeni evlenen bir genci işaret ederek onun evlendiği günün sabahında vefat edeceğini bildirir. Orada bulunuanlar bu durumdan oldukça üzüntü duyarlar ancak birşey de söyleyemezler. Ertesi sabah sabah namazı için camide toplanan cemaat bir de bakarlar ki o genç sağ ve namaz için camiye gelmiş. Namaz bitip o genç yine evine döndükten sonra sorarlar veli zata, hikmetini anlatmasını isterler. O veli zat da der ki “O genç evlendiği gece kapısına gelen bir ihtiyaç sahibinin ihtiyacını giderdi. Evindeki yiyecekleri vererek onu doyurdu, sevindirerek gönderdi. Allah da onun bu sadakası bereketiyle ömrünü uzattı” der.



Sevgili büyüğüm, siz hep söylersiniz, dünyaya nasıl seslenirsek öyle cevap alırız diye. Geçen hafta İstanbul’dan sohbetinize katılmak için gelen sevgili gönül dostu İlknur Hanım ve eşi Alper Bey’in de katıldığı sohbetinizde evrenin, gezegenlerin, atomların, elektronların... neden hep bir dönme hareketi içinde oldukları sorulduğunda verdiğiniz cevabınızda bu evrende herşeyin aslına dönücü olduğunu, her şeyin bir süre dönüp dolaştıktan sonra başladığı noktada nihayet bulacağını, insanın yaptığı ve ortaya koyduğu her davranışın, her iyiliğin veya kötülüğün de bir gün kendisine geri geleceğini gönül gözlerimizi açarak anlatmıştınız. Allah sizden razı olsun.



Değerli büyüğüm, bütün bunlardan da anlaşılıyor ki insan sahip olduklarını paylaşabilmekle, verebilmekle aslında yine kendisi için vermiş oluyor. İnsan her ne yaparsa bir gün onu karşısında buluveriyor, hem de en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda. Aslında elindekilerden vermek bir lütufdan da öte bir zaruri görev insan için. Yüce Kitabımızda “Zenginlerin malında yoksulların hakkı vardır” buyruluyor. Ve yine verenler, layıkıyla verebilenler “Onlar canları çektiği halde yiyeceği öksüz ve yetimlere yedirirler” , “Onlar mallarını gece, gündüz, sabah akşam Allah yolunda sarfederler” diye anlatılmaktadır. Peygamber Efendimiz, de “Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz” buyurarak yapılacak iyilikler için ne kadar zor şartlarda bulunulursa bulunulsun, acele edilmesini tavsiye ediyorlar...



Sevgili büyüğüm, siz de çok değerli vakitlerinizi ve elinizde bulunan her şeyi dünyadaki yedi milayar insan için sunmaktan sonsuz bir haz duyuyor ve bizlere bu konuda da en güzel bir örnek teşkil ediyorsunuz. İnşallah bütün bu gayretlerinizin de her ihtiyaç duyduğunuzda sonsuz güzellikler, huzur, mutluluk, bereket, rahmet ve hikmet olarak size geri dönmesi niyazıyla o gülden ellerinizi hürmetle öpüyor, size ve bütün dostlara saygı ve sevgilerimi sunuyorum.



Allah cümlemizi layıkıyla verebilenlerden eylesin niyazıyla Allah’a emanet olunuz...





Çiğdem



--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Çiğdem Hanım,


Kıymetli yavrum, Peygamber Efendimizin bir Hadis-i Şerifi var.



“Veren el, alan elden üstündür”



Allah nasibetsin biz her zaman verici olalım. Bence mutluluğa giden en güzel yol budur. Yıllarca önce bir kitap görmüştüm. İsmi beni hep ürpertti. Pınar Yılmazer’in “Paylaşmak ki o en güzel”. Yıllarca bir mısraı okur gibi bu sözü tekrarladım.



“Paylaşmak ki, o en güzel”



Hep bu yazarla tanışmak, ona sevgilerimi, saygılarımı sunmak istiyorum. Bir gün nasip olur inşallah. Ne güzel bir şey verebilmek. Yerine göre maddeten, yerine göre manen verebilmek... Bir insanın derdini paylaşmak, gözyaşına ortak olmak, yerine göre bir insanla ekmeğimizi bölüşmek, yerine göre onunla beraber gözyaşı dökmek ne güzeldir? Bence bir insan verdikçe büyür, yücelir, güzelleşir. Bazı insanlar vardır, bütün beşeri olaylar karşısında omuzlarını silkerler, bana ne derler. Bu insanlar yüzlerce yıl da yaşasa hiçbir zaman tekamül edemezler. Güzelleşemezler, kendi egoizmlerinin karanlık hapishanesinde omuzlarını silker, bana ne derler. Hayat günden güne güzelleşmek, daha iyiye, mükemmele doğru gitmektir. Bizim ilkokul kıraat kitabında bir şiir vardı, beni çok etkilemişti:



“Yüksel ki yerin bu yer değildir


Dünyaya gelmek hüner değildir”



diyordu. Yüce Peygamberimiz de bir Hadis-i Şerifinde



“İki günü birbirine eşit olan ziyandadır”



Buyuruyor. Bizim görevimiz hep ileriye gitmek, hep ileriyi gözetmektir. Bunun en güzel metodu paylaşmaktan geçer.



“Paylaşmak ki o en güzel”



diyebildiğimiz zaman ve bunu yaşantımızda gösterdiğimiz zaman mutluluğa doğru gidiyoruz demektir. Allah cümlemizi egoizmin dar sınırları içinde hapsolmaktan kurtarsın. Son nefesimize kadar verelim, daha çok verelim. Allah rızası için verelim. Hiçbir menfaat, çıkar, küçük hesap düşünmeden kollarımızı açalım, insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle ve eşyasıyla bütün kainatı Muhammedi bir aşkla kucaklayalım. İşte o zaman huzur bizimle, mutluluk bizimle, güzellikler bizimle beraber olacaktır.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]