Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :

Sayın Gül Küçükönder,

Kıymetli yavrum, hayatta öyle şeyler var ki bizim elimizde değil. Mesela siz gözlerinizin rengini tesbit edemezsiniz, boyunuz, kemik yapınız, ten renginiz, ellerinizin şekli, sizin elinizde olan durumlar değil ki. Hangi çağda dünyaya geleceksiniz, anneniz, babanız kim olacak, kardeşiniz olacak mı, olmayacak mı, bunları tesbit sizin elinizde değil.

Bir de şu durumu düşünelim, fakülteler açılıyor, dersler başlıyor, bir öğrenci aman diyor, ne saçma, daha ilk günden ders mi çalışılır? Bu süreç gittikçe genişliyor. Daha ilk hafta ders mi çalışılır, daha ilk a ders mi çalışılır, daha ilk semestir ders mi çalışılır? Böyle böyle itlik ederek, aylaklık ederek seneyi geçiriyor. Sınavlar başlıyor. Bizim ağa sınıfta kalıyor. Sonra başlıyor konuşmaya: “Ne yapalım, kader böyleymiş”. Şimdi şu küçük misal üzerinde duralım. Bunun kaderle ne ilgisi var. Bütün ders yılını gezerek, eğlenerek boş geçiren bir insan gayet tabi sınıfta kalacak. Bundan daha doğal ne olabilir? Bu bir tek örnek. Buna bakarak daha binlercesini, onbinlercesini verebiliriz. Siz, çok zeki, anlayışlı bir insansınız. Kayserililerin bir sözü var, ortaokuldayken çok sevdiğim bir arkadaşım vardı, Nuri Madazlı, kendisini hayat boyu sevdim, derdi ki: “Lafın çoğu adamın aptalına söylenir”.

İşin özetinin özeti bu. Tereddüdünüz varsa lütfen yazın, daha başka örnekler vererek inceleyelim. Yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.