.
Sayın büyüğüm,
Tarihe geçen bazı insanların, hem gülümseten hem düşündüren sözlerinden bir demet sunuyorum.
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor" der.
Alparslan hiç önemsemeyerek söyle der :
"Biz de onlara yaklaşıyoruz.”
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona
"Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir :
"Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabı vermiş :
"Ben de bilirim".
Şeyh Şamil esir düştüğünde, Ruslar bu kahraman adama büyük saygı göstermiş. Rus çarı kendisini yemeğe davet etmiş. Şeyh Şamil, yemekte, aç gibi iştahla yemiş.Kahramanlığı kadar yemekteki iştahı karşısında da hayrete düşen Çar:
-Adama bak, demiş.Neredeyse beni de yiyecek.
Şeyh Şamil cevap vermiş:
-Biz müslümanız,domuz eti yemeyiz.
Neyzen Tevfik'e bir gün sorarlar:
-Çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?
O günlerde Maliye Bakanı hakkında yolsuzluk dedikoduları alıp yürümüştür.
Neyzen Tevfik, fırsatı kaçırmaz:
-Maliye Bakanı değilim ki, çalarken neşeleneyim.
Beethoven kardeşleriyle hiç geçinemezdi. Başarılı bir işadamı olan kardeşi Johann övünmekten hoşlanırdı.Kendisine yazdığı bir mektubun altını şöyle yazmıştı "Johann van Beethoven – Toprak sahibi ".Beethoven cevap mektubunu yazdıktan sonra altını şöyle imzalar: "Ludwig van Beethoven – Akıl sahibi".
Sokrat Ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
- Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca,
Sokrates:
-Ne yani, demiş.Haklı yere mi öldürülseydim !
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
-Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem, der. Diyojen, kenara çekilerek şu karşılığı verir:
-Ben çekilirim."
Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
- Affedersiniz, siz veteriner misiniz? Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
Mehmet Akif, elini yıkadıktan sonra, Neyzen Tevfik’ in kendisine uzattığı havlunun kirini görünce:
-Hayır, demiş. Elimi daha yeni yıkadım.
Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister. Şinasi’nin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:
-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.
Yahya Kemal bir yokuşu çıkıncaya kadar nefes nefese kalır.
Yokuşun sonundaki lokantadan bir garson seslenir:
-Buyrun beyim ne alırsınız?
Yahya Kemal tebessümle:
-Evlat,müsaade edersen bir nefes alacağım.
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler. Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.
Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.
Lokman Hekim’ e -“Hastamıza ne yedirelim?” diye sorduklarında, şu cevabı vermiş:
-Acı söz yedirmeyin de, ne yese olur.
Gönlünüzün tadının hiç bozulmaması dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunarım
Serkan
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Serkan Acun,
Kıymetli yavrum, gönderdiğin maildeki meşhurlara ait hepsi birbirinden seçkin, güzel esprileri zevkle okuduk. Memnun olduk. Çok teşekkür ederiz.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.