.
Senelerdir servis ile işe gider-gelir ve servis beklediğim yerde bir pastane olduğu halde orada oturacak vakit bulamazdım. Kafamda hep, bir gün oturacağım, rahat rahat işe gideceğim düşüncesi ile uzun yıllar geçti. Bu çok önemsediğim bir konu değildi tabii, bu sabah orada oturabilene kadar da bunun bir zamanlar (nedense) çok arzu ettiğim bir durum olduğunu farketmemiştim. Şimdi, yıllardır çalıştığım işyerim, evimden çok uzağa taşındığı için günde 4 saat gibi zamanım yolda geçmeye başladı. Servisi kaçırmak istemediğimden, evden erken çıkar oldum ve o pastanede oturabiliyorum. Ama bu benim için hiç önemli bir şey değildi, evime vakit ayırmak, okul hazırlıklarıyla ilgili koşturmacalı günler ne kadar güzelmiş. Sabah pastanede otursam ne olur. Saçma bile olsa ben bu basit hayalimin hiç te hoş olmayan bir şekilde gerçekleştiğini gördüm. Ne istediğini bilmenin önemini düşündürdüğü için size bu örnekle yazmak istedim. Başta da belirttiğim gibi, bizler bencilce düşüncelerle kimbilir ne etkiler yaratıyoruz. İhtiyaçlarımızı nasıl istemeli ya da istememeliyiz ? Sizden bu konuda yorumunuzu rica ederim.
Saygı ve Sevgilerimle
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Melek Hanım,
Kıymetli yavrum, başkalarını bilmem. Ben hayattan hiçbir şey istemedim. Beklemedim. Sadece hayatın önüme getirdiklerine rıza gösterdim, eyvallah dedim. Bir de baktım ki kainatın en mutlu, en huzurlu, en güzel insanı ben olmuşum. İşte böyle yavrum. Bu da bir görüş…
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.