SABRİ BABA'DAN ÇOK ANLAMLI BİR YAZI
HADİS-İ ŞERİFLERİ YAŞAMANIN GÜZELLİĞİ
Bir okuyucum, gönderdiği mektubunda, son okuduğu bir kitaptan bahsediyor ve orada sünnete ve Hadislere bağlananlar için “putperestler” sözünün geçtiğini, bunu okuyunca çok müteessir olduğunu, ağladığını söylüyor ve “Efendim, işin doğrusu nedir? Şimdi ben putperest miyim?” diye soruyor. Ben de üzüntüyle değerli okurumun mektubunu defalarca okudum. Gözyaşlarımı tutamadım.
Efendim, lise yıllarındaydım. Bir gün büyük bir karamsarlığa kapıldım. Çevreme bakıyordum. Okuduğum okullara bakıyordum. Aldığım gazetelere, dinlediğim radyoya bakıyordum. Gördüklerim beni ürpertiyordu. Yalan, riyâ, iki yüzlülük, sahtekârlık diz boyu. Gencim, hayatı öğrenmeye, anlamaya çalışıyorum. Bir girdabın içinde boğulmamak, içimdeki güzel duyguları kaybetmemek için çırpınıyorum. Yavaş yavaş, direnme gücümü, yaşama sevincimi kaybetmekten korkuyorum. Bir gün bir takvimde Peygamberimizin, “Kıyamet kopacağını bilsen bile, yine de elindeki ağacı dik, dibini sula.” mealindeki Hadisini okudum. Birden sanki bir mucize oldu. Bu Hadis beni kendime getirdi. Uyandırdı. Bedbinliklerimden silkindim. Sanki yeniden dünyaya geldim. Yunus’un “Her dem taze doğarız, bizden kim usanası” mısraı bende tecelli etti. Şükürler olsun, bir daha o karamsarlık, o çaresizlik girdabına hiç yakalanmadım. Sık sık okurum o Hadisi, bana güç verir, kuvvet verir, aşk verir, heyecan verir. O tarihten sonra, her gece yatmazdan evvel Hadis okumayı adet haline getirdim.
O Hadisleri okumak, üzerlerinde düşünmek, sonra onları aile hayatımda, iş hayatımda, sosyal hayatımda yaşamak bende bir yaşama sevinci, varoluş neşesi uyandırdı. Hayatıma zevk verdi, ışık verdi. Mutluluğun zirvesine ulaştırdı.
Kur’an-ı Kerim’den sonra İslam’ın ikinci büyük kaynağı Hadis-i Şeriflerdir. Onlar Kur’an-ı Kerim’in açıklamasıdır, yorumudur. Onlar, bizler ve yeryüzündeki bütün insanlar için ışık kaynağıdır, güzellik ve aşk kaynağıdır. Bir tek Hadisin bir tek kelimesi için yüz binlerce Sabri feda olsun, kurban olsun… Ben Peygamberimizi ve O’nun sözlerini delicesine bir aşkla seviyorum. Peygamberimizin sözleri ve sünneti bütün insanlık için, kıyamete kadar ışık ve nur kaynağı olacaktır.
Efendim, bir tepsi pirinç aldınız. Pilav yapacaksınız. Ayıklıyorsunuz. İçinden 3-4 tane küçük taş çıktı. Nedir yapacağınız? Bütün tepsiyi içinde birkaç taş var diye kaldırıp çöpe atmak mı, yoksa onları ayıklamak mı? Evet, ben de biliyorum, çeşitli nedenlerle, hurafe ve taassupla, ya İslam düşmanlarının hile ve desiseleri ile bazı akla, mantığa, iz’ana ve irfana, İslam’a sığmayan uydurma Hadisler de sızdırılmış. İnançlı, akıllı bir Müslüman onları pekala ayıklayabilir. Varsa şüpheniz, bana sorunuz. Ama birkaç sızma var diye topyekün cephe almak, onları ikinci büyük kaynak olmaktan çıkarmak benim aklımın almayacağı bir iş. Bu sade İslam’a değil, bütün insanlık kültürüne, irfanına da bir ihânet olur.
Ne olur, dikkatli olalım, ciddi olalım. Uluorta konuşmayalım. Öyle Hadisler var ki, yirmi tanesi okunup uygulandığı zaman bütün dünyası değişir insanın. Farklı, bambaşka, dünya güzeli bir insan olur. Şüphesi olan varsa, denesin, sonucu görsün.
Bir tek Hadisi bile, bütün nüansları ile okuyup uyguladığımız zaman, hayatımızda devrim olur. Örnek mi istiyorsunuz? İşte “Ya hayır söyle, yahut sus” Hadisi. Bir tek bu Hadisi okuyup, yaşamak, uygulamak bile hayatımızda inanılmayacak boyutta güzellikler yaşamamıza neden olur.
Dünya Edebiyatının en büyük romancıları Rusya’da yetişmiş. Tolstoy, Dostoyevski, Turgeniev, Maksim Gorki bunların en meşhurları. Belki de dünyanın en büyük romancısı olan Tolstoy birgün bir Hadis-i Şerif okuyor. O kadar heyecanlanıyor ki, dünyası birden değişiyor. İçinin ışıkla, nurla dolduğunu söylüyor ve Müslüman oluyor. Aslında inansın, inanmasın Müslüman, Hristiyan, Musevi, Budist, Ateist kim olursa olsun Hadis-i Şerif okusalar, ama önyargılardan uzak, bizim bazı profesör geçinen aklı evvellerimiz hariç, eminim bütün dünyaları değişir. Hayatlarına renk gelir, ışık gelir, güzellik gelir. Bütün evreni ışık içinde görürler. Huzurun ve mutluluğun en güzel hallerini yaşarlar. Bir toplumun fertleri Resulullah Efendimizin kırk Hadis-i Şerifini günlük hayatlarında, aile hayatlarında, iş hayatlarında yaşasalar, o toplum dünyanın en güzel, en mutlu topluluğu olur. “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır.” Hadis-i Şerifi hangi fertte, hangi ailede, hangi toplulukta olağanüstü bir itici güç oluşturmaz? Bütün mesle Hadis-i Şeriflerin aşakla, heyecanla okunması, tefekkür edilmesi, derinliklerine inilmesi ve yaşanmasıdır.
Allah nasibetti, bütün dünya edebiyatını okudum. Nice büyük, değerli ediplerle tanıştım. Ama Hadislerdeki o akıl almaz güzelliği, birkaç kelime ile ciltlere sığmayan fikirleri ifade etmeyi hiçbir kitapta, hiçbir edebiyatçıda bulamadım. Aman Yarabbi o ne ifade gücü, o ne teksif sanatı... O ne ihtişam ve güzellik… Hadisler sade Müslümanlar için değil, bütün insanlar için, bütün insanlık kültürü için bir nur kaynağı. Bir şair, “Memlekete kıymayın efendiler.” der. Bizler de ne olur, dikkatli olalım, saygılı olalım. Ağzımızdan çıkanı kulaklarımız duysun. Gözümüzü gönlümüzü, olumsuza, negatife değil, iyi olana, güzel olana, temiz, asil, büyük ve yüce olana çevirelim. Biz de büyük Yunus gibi, “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” Diyelim Yüce Peygamberimizin yolunda gücümüz yettiği kadar yürümeye çalışalım. Hayatta bir problemle karşılaştığımız zaman Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerin ilahi ışığı altında çareler bulalım. Göreceğiz ki Kur’an-ı Kerim’de ve Resulullah Efendimizin Hadis-i Şeriflerinde karşılaşacağımız bütün problemlerin cevabını bulacağız. Bu şekilde yürüyerek dünyasını ve ahiretini cennete çevirenlere ne mutlu.
Allah, bu güzellikleri cümlemize nasibetsin inşallah.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla...