Konu : Hayatta basit, küçük, önemsiz hiçbir şey yoktur.
Gönderen :
Çiğdem
Tarih :
4/2/2017 9:27:28 AM
.
Çok Kıymetli Aziz Büyüğüm, Sevgili Babacığım,
Hayırdan, iyiden güzelden yana her ne varsa hepsinin Sizin ve bütün dostların üzerinize olması dileğiyle merhaba...
Değerli büyüğüm siz zaman zaman sohbetlerinizde bazan bir küçük güzel söz, bir güler yüz, bazan edepli bir tavırla konuşmak, yürümek, bazan yumuşak bir ses tonu ile hitap etmek bir insana çok şeyler kazandırabilir diye anlatırsınız...
Bundan bir süre önce iş arayan tanıdığım bir genç anlatmıştı. Lise mezunu ve askerlik görevini yapmış bu genç uzun süre iş aradıktan sonra bir gün doğu vilayetlerinden birisine askeri lojmanlar için üç adet kaloriferci alınacağını öğreniyor. Memur sınavından istenen notu sağlıyor, askerliğini de kaloriferci olarak yaptığı için içi daha bir rahat sınava başvuruyor. Mülakata giderken de kendisine iyi bir şans tanırken oraya varınca bir de bakıyor ki üç bin genç o sınava başvurmak için gelmiş üstelik de çoğu üniversite mezunu. Düşünüyor, ben diyor bu kadar gencin içinde imkanı yok bu göreve kabul edilmem, burada boşuna beklemeyeyim. Ve mülakata girmeden geri dönüp geliyor. Efendim, bu olayı size anlattığımda siz büyük bir tepki göstermiş ve o gencin yaptığı davranışın ve mülakata girmeden geriye dönmesinin çok yanlış bir hareket olduğunu belirtmiştiniz. Ve , “Belki de o genç göstereceği edepli bir hal ile, saygı dolu bir oturuşla, sorulanlara mütebessim bir yüzle kibarca vereceği bir cevapla ordaki herkesten daha fazla juriyi etkileyebilirdi ve o işe peklala kabul ediebilirdi diye vurgulamıştınız.
Değerli büyüğüm, bilgi şüphesiz tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Edep ise zaman ve mekan üstü olarak her niteliğin önünde geliyor. Büyük Yunus’un da bir şiirinde
“İlim meclislerinde aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş, illa edep, illa edep”
diye en güzel şekilde anlatmakta olduğu gibi...
Değerli büyüğüm, size bu konuda da bütün bir hayata ışık tutmaya yetecek çok değerli önerilerinizle bizlere gösterdiğiniz en güzel edep ve incelik örnekleri için çok teşekkürler ediyor, gülden ellerinizden sevgi ve hürmetle öpüyoruz. Size ve bütün dostlara hayır dolu, esenlik dolu nice zamanlar dilekleri ve inşallah size layık evlatlar olabilmek niyazı ile Allah’a emanet olunuz...
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Kıymetli yavrum, mailin beni bir hatırama götürdü. Viyanalı büyük rejisör Carl Ebert, Devlet Tiyatrosunun rejisörü olarak Ankara’ya gelmişti. Kendisi döneminin en ünlü rejisörü idi. Aynı zamanda konservatuarda tiyatro derslerine gidiyordu. Bir gün sınıfa girer herkes üzgündür, sıkıntılıdır. Sebebini sorar, “Efendim” derler, “dün rol tevziatı yapıldı. Hiçbirimiz baş rol alamadık. Biz üzülmeyelim de kim üzülsün”. Carl Ebert, “Çocuklar yanlış düşünüyorsunuz” der, “bazan size verilen rol tek kelimelik olabilir. Onu o kadar güzel telaffuz edersiniz ki zaman geçer piyes unutulur, başrol oynayan unutulur. Ama o tek kelimeyi telaffuz eden unutulmaz.” Mes’ele burada yavrum. Birkaç sene evvel televizyonda “Çocuklar Duymasın” diye bir dizi vardı. Orada bir çaycı vardı, kısa boylu. O kadar güzel “Çaylar” diyordu ki bunun en canlı tanığı olacak. Bir müddet sonra piyesteki herşey unutulacak ama o kısa boylu çaycının “Çaylar” diye içeri girmesi unutulmayacak. Çünkü hiç kimse onun kadar güzel “Çaylar” diyemez... Bazan bir kelime, bir dudak hareketi bir insanı sevinçten ömür boyu mutlu edebilir. Veya ona ömür boyu devam edecek bir ıstırap verebilir. Hayatta basit, küçük, önemsiz hiçbir şey yoktur. Herşey son derece önemlidir.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
|