Sayın Nermin Yılmaz,
21.3.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, gösterdiğin hassasiyet ve incelik için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun. Hayat, bazan çok acı tecellilerle karşımıza çıkıyor, bizi üzüyor, sarsıyor. Üniversitedeki olay da beni o kadar sarstı ki bunu hiçbir kelimeyle anlatamam. Ertesi gün, medyanın gösterdiği duygusuzluk, görmezden geliş, boşvermek de ayrı bir ıstrap konusu oldu. Bana göre bu manşetlik bir olaydı. Birçok gazete bunu birinci haber olarak taşımalı, gerek yazanlar, gerek okuyanlar tepkilerini göstermeliydiler. Ama öyle gaflet içindeyiz ki bazan ihanet sınırlarına ulaşıyor. Büyük Alman edibi Geothe, “Esaretlerin en büyüğü, esir olduğunun bile farkına varmamaktır” der. Şimdi Bilgi Üniversitesi’nin sayın rektörünün, dekanlarının, öğretim üyelerinin vakıf kurucularının işe el koymaları ve bu iğrenç yaratıkları, bu pislikleri , bu insanlığın yüzkaralarını aralarında koparıp atmalarını bekliyorum.
Annem hakkında gösterdiğin hassasiyet beni duygulandırdı. Teşekkür ederim. Aslında o adam gibi bir milli eğitim bakanlığı olsa, bir kültür bakanlığı olsa adına enstitüler kurulup, hayatı ve eğitim ilkeleri bütün insanlığa tanıtılacak olağanüstü bir insandı. Ama her iki bakanlık da herşeyden ama herşeyden, güzelliklerden, yüceliklerden, inceliklerden o kadar mahrum ki o kadar uzak ki sadece başımızı önüüze eğiyor, sükut ediyoruz.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten Yazan Nermin Yılmaz
Cvp: Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten Yazan Sabri Tandoğan