Konu : Unutulmayan hatıralar.
Gönderen :
Nermin Yılmaz
Tarih :
4/2/2017 9:41:09 AM
.
Çok Yüce gönüllü, Güzellerin Güzeli Canım Babacığım;
Değerli kardeşim Fatmagül ne güzel anlatıyor bir ay boyunca sizinle birlikte yaşadıklarımızı, yazdıklarını okudukça tekrar tekrar yaşıyorum birer inci tanesine dönüşen anlarımızı. Onun kadar güzel anlatamasam da ben de yaşadığımız bir olayı anlatmak istiyorum, izin verirseniz.
O gün kabir ziyaretleri yaptık. Behiye hanım bizi önce Yahya Efendi Hazretlerine götürdü hava oldukça sıcaktı yolu oldukça dik bir yokuş sizin ayaklarınız rahatsız olmasına rağmen kolunuza girerek yavaş yavaş çıktık ziyaretimizi yaptık dualarımızı okuduk. Oradan Eyüp Sultan Hazretlerinin türbesine gittik,sizinzor yürüdüğünüzü fark eden bir güvenlik hemen bize gölge ve daha kestirme bir yol tarif etti. Eyüp Sultan Hazretlerini de ziyaret edip dualarımızı yaptıktan sonra caminin bahcesindeki banklara oturduk karşımızda fıskiyeli havuzdan sular fışkırdıkça içimiz biraz serinledi. Bir şeyler içme ihtiyacı duyunca: Behiyehanım karşıdaki büfeden ayran almaya gitti. fakat bir türlü gelmiyordu, dnun gelmesini daha fazla beklemeden ben de gittim. Ayran ve su alıp geldiğimde Behiye hanım da çay getirmişti yalnız benim niyetli olduğumu unutmuş dört çay almıştı. Sabri babacığım: Biraz uzakta uzun boylu oldukça iri yapılı bir beyi göstererek çayı ona götürmemi söyledi. O bahçede yelpaze satan bir beydi. Yanına gidip çayı ona uzatınca hayretler içinde yüzüme baktı, olamaz şu anda canım o kadar çok çay istiyordu ki deyince: Ben de bu çayı size Sabri Tandoğan gönderdi o çok mübarek bir insan dedim.Bana cebinden Peygamber Efendimiz'in (SAV) mühürünün resmini çıkarıp verdi bunu üzerinde taşı dedi. Ben tekrar yerime geldim oturdum. Çayını içmiş olacak ki biraz sonra yanımıza geldi Sabri Babacığımın elinden öptü, kısaca kendi hayat hikayesini anlattı. Sivas'lıymış bir sene kadar önceevi yanmış İstanbul'a gelip Eyüp Sultan Hazretlerine sığındım burada görev aldım dedi, yanımızdan ayrıldı fakat biraz sonra tekrar geldi,Sabri Babama Fatmagüle Behiye hanıma ve bana birer tane yelpaze hediye etti. Eyüp Sultan Hazretlerini kastederek bunlar size içeriden gönderildi dedi. Bu olay beni çok etkiledi, manen çok büyük bir güzellik yaşamıştık. Yüce Allah'ım her zerreden zikreden sensin, her şeye kadirsin diledikten sonra yapamıyacağın hiç bir şey yok. Önce o kişinin çay içme istegini oluşturan sonra benimle ona çay gönderen, daha sonra o kişi aracılıgı ile manevi alemle irtibata geçen hep sensin yüce rabbim. Canım babacığım, sizi tanımadan önce bu tür olaylar anlatılınca bir hikaye gibi dinliyordum. Şimdi çok farklı bir açıdan bakabiliyorum olaylara sizin sayenizde, hiç de layık olmadığım halde. Kendimi ve size manen yakın olan diğer gönül dostu kardeşlerimi yedi milyar insanın içinden seçilmiş olarak görüyorum. Sizin yüceliğiniz yanında o kadar değersizim ki!
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Kıymetli yavrum, bir şiir kadar güzel mailin bana yine o güzel, o unutulmaz günü hatırlattı. O gün ne çok tecelliye şahit olmuştuk. O gün ne güzel, ne müstesna, ne olağanüstü bir gündü. Benim gençlik yıllarımda Ankara radyosunda çok tutulan, çok sevilen bir program vardı. İsmi “Unutulmayan Hatıralar” dı. Programın ismi bile beni alır, ufukların ötesine götürürdü. O Eyüp Sultan’da geçirdiğimiz o gün öyle unutulmayan hatıralaarla doluydu. Ankara’da sık sık o günü hatırlıyorum, mutlu oluyorum, içim huzurla doluyor. Hele Ümmi Sinan Hazretlerini ziyaretimiz. Ziyaretten sonra Ümmi Sinan Hazretlerinin torunu olan o asil, o kibar, o zarif hanımefendiyi görüşümüz. Rahmetli Rana’dan sonra ikinci tereddüdümü yaşadım, acaba bu kimse bir melek miydi, bir insan mıydı? “Herhalde” dedim “o da Rana gibi insan suretinde görünen bir melek”. Sanırım o güzel anıyı hiç ama hiç unutmayacağım inşallah.
Allah’ım, adına yeryüzü denilen şu cennette ne güzel insanlar yaşıyor. Onlar yaşadığımız hayata renk veriyorlar, ışık veriyorlar, nur katıyorlar. Onların bir kısmını bize gösterdiği için Allah’a ne kadar şükretsek azdır.
Allah’ım, bizlere de, o güzel insanların izinden gitmeyi, yolunda yürümeyi nasip et. Hele Mehmet Doğramacı, Berrin Hanım, Ülkü Hanım’la geçen o güzel, o harikulade gece. O geceyi unutmak mümkün mü? Mehmet Doğramacı, müstesna zekası, erşimez kültürüyle ne güzel sorular soruyor, sohbetin unutulmazlığını sağlıyordu. Bana o güzel zamanları hatırlattığın için sana çok teşekkür ederim. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
|