.
Değerli büyüğüm,
Sitenizi bir süredir takip ediyorum, etrafına sıkıntıl olan kimseler için kullandığınız bir kelime var, "Başkaları cehennemdir" diyorsunuz.
Size hak vermemek mümkün değil. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki biraz haber seyretmek için televizyonu açsanız dünyanız hemen kararıyor. Ülkemin sorunları ve geleceği beni çok etkiliyor ve endişelendiriyor. Diziler ve filmler dünyada ne kadar pislik ve çirkeflik varsa insanların içine boşaltıyor. Gazeteler artık haber vermiyor, birtakım güçlerin sözcülüğünü ve maşalığını yapıyor. Ruhunuzda güzellikler ve yaşama sevinci yaratacak bir tiyatro veya sinema eseri seyredemiyorsunuz. Hava alayım diye biraz sokağa çıkıyorsunuz, bir tek yüzü gülen mutlu ve huzurlu insan göremiyorsunuz. Güvenebileceğiniz ve yanında huzur bulabileceğiniz tek bir dostunuz varsa çok şanslı bir insan sayılırsınız. Sanki şeytan dünyayı ele geçirmiş, her şeyi istediği gibi kontrol ediyor.
Değerli büyüğüm, böyle bir dünyada, bir kimsenin hayata ve insanlara ait hiç bir negatiflikten etkilenmeden ve olumsuzlukları hiç düşünmeden sadece güzellikleri yaşaması ve cennette yaşıyormuş gibi her saniyesini mutlulukla geçirmesi mümkün mü? Eğer mümkünse bunun yolları nelerdir?
Size danışmak istediğim özel bir sorum daha var. Evlenmeyi düşünüyorum ve ailemin bir tanıdığı vasıtasıyla öğretmen bir hanımla tanıştım. Bir haftadır konuşuyoruz ve birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Dikkatimi çeken ve bende bir çekince oluşturan bir özelliği var. Televizyondaki dizileri seyretmeye çok meraklı, neredeyse bütün dizileri seyrediyor, onlardan bahsediyor, bense bir dakika bakmaya bile tahammül edemiyorum. Sizce böyle bir ayrıntıdan bir insanın karakteri hakkında bir sonuca varılır mı ? Kendisini tanımak için biraz daha mı zamana ihtiyacım var ?
Vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkür ediyor, selam, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.
Sessizlik
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın “Sessizlik”,
Kıymetli yavrum,
1-) Bu rezil, bu çirkef yaşamın içinde tertemiz, güller gibi, pırıl pırıl yaşamak da mümkün. İşte ben öyle yaşıyorum. Her anım bir inci dakikası. Nereye gitsem cennet burası mı diyorum. Bunun bir şartı var: İnsan her an Allah’la ve Peygamberle beraber yaşayacak. O paçavra gazeteleri, o rezil televizyonları açmayacak. Birisi bana sordu, Ramazan’da hangi programı takip ediyorsunuz, dedi. Hiçbirini, dedim. Sebebini sordu, çünkü nursuz, pirsiz insanları görüp içimdeki güzellikleri yitirmek istemiyorum, dedim.
Değerli yavrum, nice salak insan haber diye o pisliklere koşuyor. A güzel yavrum, sana bana, bizim gibi gariplere haber vermeye tenezzül ederler mi? Bize haber diye verdikleri heladaki pislikten daha çirkin rezil magazinler.
2-) O öğretmen hanımla derhal alakanı kes. O manyak bir kadın. Ondan ne dost, ne arkadaş, ne eş, ne sevgili olur. O pisliğin birisi. Böyle insanlarla değil evlenmek, kafede çay bile içilmez. Fikirsiz, duygusuz, inançsız, görgüsüz bir kadınla evlenip de başını belaya mı sokacaksın? Lütfen daha realist ol. Her şeye rağmen şu memlekette tertemiz, pırıl pırıl, pınarın gözesi gibi hanımlar da var. Onları bulmaya çalış. Eğer bulamazsan bu manyak kadınlara lütfen yüz verme.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.