Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Her şeye rağmen yola devam.
Gönderen : "Mukarreb"
Tarih : 4/3/2017 9:25:57 AM


.


Saygıdeğer Hocam,


Mailinizi okudum. Amacınız sadece hizmetken bir kelimeye takılıp ebediyyen kırılanlar için hissettiğiniz kederi inanın kalbimde hissettim. Bu siteyi okuyup, buraya yazanlar aslında mana yolunda yürümeye aday nasipli kişiler. Çünkü ben Allah'ın takdir ettiği bu kusursuz düzende bizlerin bir araya gelip, sizinle tanışıp size gönül vermemizin bir tesadüf olacağını asla düşünmüyorum. Allah sizi karşımıza çıkardı ve bize de düşen kırılmayı gücenmeyi bırakıp sizden akan pınardan gönül testimizi doldurmak.Hep kırılma, gücenmeler karşıdakini kendinden gayrı görmeden kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Oysa ki her ne yana dönsen O'nun vechi oradaysa, her zerreden zikreden oysa düşünmek lazım biz kime kırılıyoruz?? Bir şarkıda :


Ömür dediğimiz şey,


Küsecek kadar çok mu?? diyor.


Evet, hayat çok kısa ve her anı çok değerli .Üzülüp gücenmeyle geçirilemeyecek kadar değerli.Hocam, affedin bizleri... Gönül evimiz viraneye dönmüş , biz bu viraneye sultan ne zaman gelir diye bekliyoruz. Sultan viraneye değil, saraylara gelir. Gönlünü saraylara çevirmişlere gelir. Bizimse dışımız sırça saray,gönlümüzse virane.Hafiften bir dokundursalar, bir sözle çatır çatır kırılıyoruz .Kırılan benlikten de virane gönlümüz görünüyor. Hep Allah'a dost olmak, yakine ermek istiyoruz. Ama, en büyük hatamız bunun incinmeden armut piş ağzıma düş misali olacağını düşünmemiz. Hayat kimi zaman güller sunacak kimi zaman diken.


Elmas darbe almasa kömürden ne farkı kalır? Hele ki aldığı darbe kadar kıymetlenir. 40 darbe 40 kırat, 60 darbe 60 kırat.Elması işleyenin amacı elmasa çile çektirmekmidir? Yoksa onun özündeki güzelliği ortaya koymakmıdır? Kanserli hücreyi yok etmek için hastaya kemoterapi verirler.Hasta çok acı çeker ama bu onda yer etmiş bu habis hücrenin yok edilmesi içindir.Hastaya çile için değil.Bizlerin de nefislerinde kanserleşmiş bu tür haller mevcut. Gönül doktoru olan Allah dostlarıda nefsimizde mevcut ve giderek habisleşen bu hastalıkları tedavi için nefsimize ağır gelen yöntemler kullanabilirler. Maksatları nefsimizi ıslah edip, kamil insan olma yolunu kolaylaştırmaktır, asla bizi incitmek değil.. Ah! Görünene hüküm vermeden, görünenin ardındaki hikmeti bir düşünebilsek!!!Evet, Bu kolay bir iş değildir.Mana yolunda yürümek sizin deyiminizle kıldan ince , kılıçtan keskin. Yunus'ta sanki bunu belirtmiş aşağıdaki mısralarında.:


Ahd ile vefalar , zevk ile sefalar


Bu yolda cefalar çekmeğe kim gelir !


Ah ile gözyaşı, Yunus’un haldaşı


Zehr’le pişen aşı yemeğe kim gelir !


Rabbim cümlemize her şeye rağmen bu yolda edep, tevazu ve aşkı azık edip, sabır ve teslimiyetle yürümeyi maksuda erenlerden, mukarrebler zümresinden olmayı nasip eylesin.


Selam ve dualarımla....


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Mukarreb,


Efendim, inceliklerle dolu mailiniz beni uzun uzun düşündürdü. Keşke dedim herkes bu maili okuyabilse. Ne yazık ki manevi terbiyeden uzak bırakıldığı için toplumda kadın erkek, genç ihtiyar birçok insan gırtlağına kadar ego ile, nefsle dolu. Bir insan size mail gönderiyor, fırtınalı bir denizde yapayalnızım diyor, elimden tutanım yok. Sığınacak yerim yok diyor. Siz de ona güzel kardeşim Allah var ya, Peygamber var ya diyorsunuz, niye onlara sığınmıyorsunuz, gidin onlara koşun, huzura kavuşun, sükuna kavuşun güzelliğe kavuşun. Bunda kızacak, darılacak ne var ki. Gelin görün ki cevaben gelen mailde size hakaret ediliyor. Bunlar insandaki yaşama sevincini o zaman için de olsa karartmaz mı? Siz de bir insansınız, üstelik o görevi yapabilmek için canınızı dişinize takmışsınız. Profesör Eva Hanım, “Çay bardağının içindeki şekeri karıştırırken çıkan ses aynı anda uzayın bütün hücrelerinde duyuluyor” diyor. Hayat da öyle. Bu maili gönderen kimse bütün haftamı zehir etti. Allah’ım bu ne korkunç egoizm. Oysa siz her yaptığınız işi her söylediğiniz sözü Allah rızası için söylüyorsunuz. Bütün melekler şahit olsun ki başka hiçbir beklentimiz yok. Özdemir Asaf bu durumune güzel anlatıyor:


“Bana yakın geldin dedi, vurdu


Bana uzak kaldın dedi, vurdu


Adlarını sordum, insan dediler”


Siz, Allah rızası için sabaha kadar ağlıyor, sabah namazının diriliğinde kırılan parçalarınızı toplayıp yine insanlara faydalı olmaya devam ediyorsunuz. Çünkü hayat yolunun başlangıcında Allah’a söz vermişsiniz. Şair Nurettim Özdemir


“Dal mısın, kırılan nedir içimde”


diyor. İşte böyle sevgili mukarreb. Herşeye rağmen yolumuza devam. Bu yolda daima dikenler, çalılar karşımıza çıkacak. Bir ilahide ne güzel söylüyor.


“Güzel aşık cevrimizi çekemezsin demedim mi


Bu bir rıza lokmasıdır, yiyemezsin demedim mi”


Evet, herşeye rağmen devam. Küsmeden, darılmadan, kırılmadan kendi yaralarımızı kendimiz sararak devam. Peygamberimizi düşünelim. Taif’e İslamın güzelliğini ablatmak için gidiyor. Küfürle, hakaretle, alayla, istihza ile karşılanıyor. Saldırganlar o kadar ileri gidiyorlar ki taş atmaya başlıyorlar. Mübarek ayakları kan içinde kalıyor. Bir sahabi çok kırılıyor. “Ya Resulullah” diyor, “öyle bir bedua edin ki bütn Taif halkı yerin dibine göçsün. Peygamberimiz ellerini kaldırıyor, “Allah’m” diyor, “Sen bu Taiflileri affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar. En yakın zamanda Sen onları İslamla şereflendir” ve kısa bir süre sonra Taif’liler hatalarını anlıyorlar, gelip Peygamberimizin ellerinden öpüyorlar, af diliyorlar, İslamı kabul ediyorlar. Hayat böyle, kıymetli Mukarreb. Her şeye rağmen mücadeleye devam.


“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu


Karşında bekliyor seni tanyeri


Yürü, atıl, devir karanlığı


Durma yürü, haydi ileri”


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]