.
Sayın Büyüğümüz Sabri Baba'mız, Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti’yi anmak üzere TRT’de yayınlanan bir belgeseli izliyor. Programdan sonra Rahmetli Serdengeçti ile ilgili bazı sorularımız üzerine kendisini bizzat tanıdığını anlatıyor ve ekliyor:
“Rahmetli Serdengeçti bizim gençlik yıllarımızda bize yön çizen, bizi fikirleriyle besleyen, yolumuzu aydınlatan en önemli kişiliklerden birisiydi. Ben de liseden çıkınca bazen gider sohbetlerini dinlerdim. Ömrünün son yıllarında Parkinson hastalığına yakalanmıştı. Vücudu sürekli titriyordu. Bir gün Danıştay çıkışı hastaneye ziyaretine gittim. Yanında başka ziyaretçileri de vardı. Onu öyle titrer vaziyette yatağında uzanmış görünce eski günleri gözümün önüne geldi ve ağlamaya başladım. Teselli edecek bir söz arıyor ama bulamıyordum. Fakat o işi hemen anladı ve birden haykırdı:
“Gardaşım,” dedi, “suç hep albayda!” (Alpaslan Türkeş’e o zamanlar Albay derlerdi). Biz şaşırmıştık... O devam etti: “Albay bize ‘Ey Türk, titre ve kendine dön!!’ dedi, biz de o günden beridir titriyoruz. İnşallah yakında da kendimize döneceğiz.” Onun bu sözleri üzerine hepimiz gülmeye başladık. Biz onu teselli edecek yerde müthiş espri kabiliyeti ile o bizi teselli etmişti...
Bir gün de rahmetli AP’den milletvekili olunca meclise kravatsız gider. Kapıda görevli durdurur. “Efendim,” der “içeri kravatsız giremezsiniz.” Osman Yüksel ne yapsa, ne dese adam ikna olmaz. Bunun üzerine dışarı çıkar gider bir kravat alır, beline bağlar, sonra ceketini ilikler ve meclise tekrar gelir. Aynı görevli bu defa yine durdurur. “Kravatınız yok” deyince Osman Yüksel, “Kim demiş”der, “kravatımı bağladım, öyle geldim.” Ve ceketini açıp beline bağladığı kravatını gösterir...”
...
....
Sayın Büyüğümüzle olan bu sohbetimiz üzerine bu dava adamını rahmetle, saygıyla, dualarla anıyoruz.
Bütün Dostlara saygı, sevgi ve duaların en içten geleni ile...
Allah’a emanet olunuz.
Seçkin