Sayın Fatmagül Hanım,

22.3.2007 tarihli iki mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, bir şairimiz diyor ki

“Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak

Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa”

Evet, bugün memleketimiz heryönüyle bir kuşatma altında. Düşmanlarımız Sevr’i gerçekleştirmek için her yolu, her yöntemi deniyorlar. Bilgi Üniversitesindeki sapıklık da bu denenen yollardan birisi. Sondaj yapılıyor. Acaba Türk Milleti üniversite içindeki o akıl almaz, hafsalaya sığmaz, iğrenç sapıklık için omuz mu sikecek, yoksa reaksiyon mu gösterecek? Tabi bunu zamanla göreceğiz. Samimi kanaatim şudur ki bu iğrenç duruma bana ne deyip omuz silkenler, boş verenler, hatta daha ileri gidip “Efendim, onların da yaşama üslubu böyle, tercihleri bu, deyip onların önünü açanlar şunu iyi bilsinler ki gaflet, delalet ve ihanet içinde olduklarını birgün anlayacaklar ama iş işten geçecek.

Kıymetli yavrum, bu iğrenç kulubün yüz karası hareketlerini protesto etmeni saygıyla karşılıyor, kutluyor, sendeki bu hassasiyetin gaflet uykusu içindeki diğer kardeşlerimizi de uyarmasını Allah’tan diliyorum. Ve onlara diyorum ki bir kötülüğü, bir pisliği, bir kusturucu iğrençliği iki kelimeyle de olsa protesto edemiyorsanız, acaba neden yaşıyorsunuz? Yaşadığınızı mı sanıyorsunuz?

“Billah yaşamak yerde sürünmeye değmez”

Kıymetli yavrum, hep beraber memleketimiz için, onun asil, temiz, güzel insanları için dua edelim. Bana öyle geliyor ki gelecek güzel günler yakın. Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :