Vaktiyle kıtlık ve yokluk zamanında bir Bakkala, Müşterileri Kulp (sahte) Para getirirlermiş! O, bunu bildiği halde, bu paraları kabul eder, Mutlaka bunların ihtiyaçları vardır, diye bozuntuya vermezmiş! Alış-veriş yapanlar da: Bu Bakkal amma da safmış, Esas para ile Sahte parayı ayırt edemiyor, derlermiş! O da Cenab-ı Hakk’ın Kularının ihtiyaçları vardır, diye sesini çıkarmazmış! Bunu duyanlar Dükkana saldırmışlar ve Dükkanı boşaltmışlar! Vatka ki Bakkal Efendi Ölüm döşeğine düşmüş! Evlatlarına demiş ki: Evlatlarım! Şuraya sakladığım, Şu Çuvalları getirin ve beni bunlarla birlikte gömün! diye vasiyet etmiş! Evlatları merak ederler! Acaba bu Çuvalların içinde ne var diye! Açıp bakarlar ki, Çuvalların içi Sahte Paralarla dolu! Ölmeden önce Bakkal Baba ellerini kaldırır ve Mevlasına: Ya Rabbi! Fakir, bu Sahte Paraları kabul ettim! Kullarının yüz karasını yüzüne vurmadım! Sen de bu Aciz Kulun Kulp (Sahte) İbadetlerini kabul ediver! Yüzümüze Çarpma! der ve İman ile Dar-ı Bekaya irtihal eder, Elhamdülillah!