Sayın Hocam, sitenizi beğeniyle takip ediyorum. Allah sizden razı olsun.
Benim sorunum eşim. Neredeyse hiç konuşmayan, çok ilgisiz bir eşim var. Oysa, iş arkadaşlarıyla sürekli konuşup şakalaşan bir adam. Evde “Ne yapıyorsun?” dışında, bir diyoloğumuz yok. Ben sürekli konuşmaktan ve paylaşmaktan yana bir insanım. Her şeyimi ona anlatırım, ama o benimle bir şey konuşmuyor. Erkenden yatıyor, sabah kalkıp işe gidiyor. 24 saatin 3-4 saati birlikteyiz ve böyle geçiyor. Onun için güzel giyinip, güzel sofralar hazırladığım da oldu; oturup güzel güzel derdimi anlattığım da oldu; bağırıp çağırdığım da ama sonuç aynı. Ben de her kadın gibi ilgilenilmek, sevildiğimi hissetmek istiyorum. Bunları eşimden talep etmek de en doğal hakkım diye düşünüyorum. Bana da yardımcı olup, yol gösterirseniz çok sevineceğim. Selâm ve dua ile…
Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları:
_________________________________________________
Kıymetli yavrum,
Durumunuzu anlatmışsınız, yalnız çok ince bir nokta var. Haddim olmayarak oraya dikkatinizi çekerim. Acaba sizin anlattığınız konular, eşinizi ilgilendiriyor mu? Eşinizin içindeki birtakım sorunlara, ukdelere, hassas noktalara dokunabiliyor musunuz? Mesele sadece içimizi boşaltmak değil ki. Bakın, siz akıllı, kültürlü bir insansınız. Tek taraflı konuşmaları bırakın, eşinizle diyalog kurmaya çalışın. Akşam kapıdan girerken, hâlinden, tavrından, yüzündeki ifadeden kocanızın o andaki ruh halini sezmeye çalışın. Konularınızı ona göre seçin. Sesinizin tonunu ona göre ayarlayın. Yemekten önceki ikramınızı ona göre yapın. Şüphe yok ki, siz “Binbir Gece Masallarını” okumuşsunuzdur. Şehrazat’ı biliyorsunuzdur. Şehrazat nasıl Binbir Gece eşini anlattığı ilginç hikâyelerle oyalamışsa, siz de öyle yapın. Geçenlerde İlâhiyat Fakültesinin değerli hocalarından Sayın Salih Akdemir hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir söz söylemiş: “Her kadın bir Şehrazat olmalı” demiş. Önemli olan, aklımıza geleni sıralamak değil, karşımızdaki insanın ihtiyacına göre, onun o günkü ıstıraplarına, sıkıntılarına, dertlerine, hastalıklarına veya sevinçlerine göre, ortak bir zemin üzerinde söz söyleyebilmek… Bütün mesele burada. Size derim ki, (ki başaracağınızdan zerre kadar şüphem yok) siz de bir Şehrazat olun. Kıyafetinizle, saç tuvaletinizle, makyajınızla, ses tonunuzla, okuyacağınız şiirler, söyleyeceğiniz şarkılarla, onu kendinize görünmeyen bağlarla bağlayın. Her erkeğin içinde bir çocuk vardır. Siz eşinize yerine göre annelik yapın. Rahmetli şair Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde “Yarin olmuşu, ermişi şefkatte anneye değer” diyor. Bütün mesele, bu ince nüansları hissedip, fark edip, yerine göre kullanıp, tavır alabilmekte. Hiçbir erkek, eşinden gelen samimi ilgiye, yakınlığa, sevgiye, şefkate uzak kalamaz. Bu tabiat kanunlarına aykırıdır. Gelin siz dediklerimi uygulayın. Ama tam mânâsıyla uygulayın. Göreceksiniz, o zaman bütün müşküller çözülecek, bütün kapılar açılacak ve siz el ele, diz dize, gönül gönüle beraber olmanın güzelliğini yaşayacaksınız. Size şimdiden başarılar ve mutluluklar diliyorum.
Selâm, sevgi ve saygı ile…
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.