Sizi çok seviyor ve olabildiğince izliyoruz. Sohbetleriniz bizlere öyle güzel ışık tutuyor ki Allah sizden razı olsun, size bütün iyilik ve güzelliklerini en güzel ve hayırlı olarak nasip etsin inşallah. Sayın büyüğüm, size bu vesileyle bir de soru yöneltmek isterim izninizle. Acaba bir konuda karar verirken zorlanınca yapılması gereken en önemli şey o konuda istişare etmek midir? Bir de bazı konular oluyor ki o konuda insan kesin olarak bir karara varmakta zorlanmıyor. Acaba böyle bir durumda bile yine istişare etmek, danışmak gerekir mi? Mesela bizim kalbimize bir işin belli bir şekilde yapılması hayırlı görünse, ama danıştığımız kişiler aksi görüş beyan etseler, bu durumda nasıl davranmak gerekir? Bazan farklı kişilerle istişare edilmesiyle kalben huzur bulabiliyoruz. Bu durumda istişare edeceğimiz kişilerin de doğru seçimi önem kazanıyor. Sayın büyüğüm, acaba istişare edeceğimiz kimselerin özellikleri neler olmalıdır? Muhterem büyüğüm, cevabınız ve bütün emekleriniz, özveriniz, sabrınız için sonsuz müteşekkiriz. Lütfen dua buyurun, her zaman için bir tek an hariç kalmaksızın size layık evlatlar olabilelim ve hep daha iyiye gidebilelim sizinle birlikte, ardınızca gelerek...
Sonsuz hürmet, selam, sevgi ve dualarımızla hoşçakalın efendim...
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Nuriye Çelen,
Peygamber Efendimizin de buyurdukları gibi istişare çok önemli bir olaydır. Çünkü çocukluğumuzdan beri işitiriz “sen bin bilsen bile yine de bir bilene danış” derler. Bir insanın hayatta herşeyi bilmesine imkan yoktur. Bazan en iyi bildiğimizi sandığımız meselelerde bile yanılabilir, hata edebiliriz. Bugüne kadar istişareden kim ne kaybetmiş ki? Bence aklı başında, efendi, kamil insanlarla istişare etmekte çok büyük yararlar vardır. Aman dikkatli olalım, bizlere verilen, önümüze çıkarılan bu hazineden imkan nispetinde yararlanalım. Yüce Peygamberimiz istişare edin emrini verirken istişare edecğiniz insan emin bir kimse olmalıdır buyuruyor. Yani itimad edilen, inanılan, güvenilen bir kimse. Bu nedenle istişare edeceğimiz kimseyi de çok dikkatle seçmemiz grekiyor. Bir söz vardır: “Körler körlere yol gösterirse ikisi de kendisini uçurumda bulur” derler. Aman dikkatli olalım eskiden beri tekrarlanan bir darb-ı mesel vardır:
“Kendisi muhtaç bir himmet dide
Nereye kaldı ki gayrıya himmet ede”
Bu duruma düşmeyelim. Bazı kimseler kendileri gidecekleri yolu bilemezken size nasıl yol gösterecekler?
Durum böyle yavrum. Allah, cümlemize iman ile çene kapamayı nasip etsin. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
Geri Dön