Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'den espriler ve bir şiiri.
Gönderen : Siteden
Tarih : 4/25/2017 6:06:41 PM


.




SABRİ BABAMIZIN DA SEVGİ VE SAYGISINA MAZHAR OLMUŞ ESKİ MİLLETVEKİLLERİMİZDEN RAHMETLİ OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ'DEN ESPRİLER VE BİR ŞİİRİ


Esprilerinden:


Yavuz Bülent Bakiler, KKTC meselesinin zirvede olduğu 60'ların sonu, 70'lerin başlarında, büyük bir coşku içinde KKTC'deki kardeşlerimize bir şiir yazar. Şiir her dizede, kafiyeyi sağlayan "daş" sesleri ile bitmektedir. Gönüldaş, karındaş, ülküdaş, arkadaş, yoldaş, sırdaş vs. Yavuz Bülent Bakiler şiirini Osman Yüksel Serdengeçti'ye okutur önce. Merhum şöyle bir inceler şiiri ve Yavuz Bülent Bakiler'e tebessüm ederek, "Çok güzel, çok beğendim ama şiirde o kadar çok "daş" var ki, bu daşları Akdeniz'e döksek, Kıbrıs'a kadar yürürüz alimallah."


Serdengeçti hastalanır. Parkinson olmuştur ama aldırmaz; zaman zaman hastalığını da alaya alır: "Parkinson öyle hoş bir isim ki araba markasına benziyor. İnsanın 'keşke benim de bir Parkinson'um olsa' diyesi geliyor. Mao'da da bu hastalık varmış yahu. Eh, yine de büyük adam hastalığı. Ne de olsa serde fukaralık var. Bu da proleter hastalığıymış. Bize de böylesi yakışır."


Osman Yüksel milletvekili olduğu dönemlerde bir mesele ile alakalı meclis kürsüsünde konuşurken milletvekilleri sıra kapaklarına vurarak protesto ederler ve konuşmasını engellemeye çalışırlar. Bunun üzerine Osman Yüksel, "Bu meclisin yarısı eşektir."deyip kürsüden iner. Bunun üzerine vekiller "Meclisin şahs-ı manevisine hakaret söz konusudur. Sözünü geri alsın." diye itirazda bulunurlar. Bunun üzerine Serdengeçti yeniden kürsüye gelip şöyle der, "Tamam, sözümü geri alıyorum. Bu meclisin yarısı eşek değildir."


"Alparslan Bey. Senin en yakın, en sadık dostun benim. Bak, sen bir kere 'Ey Türk. Titre ve kendine dön.' dedin. Ben de titremeye başladım. O gün, bu gündür titriyorum ama bir türlü kendime gelemiyorum."



Yanındaki masada oturan Osman Yüksel Serdengeçti felç olmuş, titriyordu. Maliyeci İbrahim Bey, her zamanki zarafeti ve sıcaklığıyla Osman Yüksel Serdengeçti'ye "Sizi iyi gördüm Osman Bey." dedi. Teşkilat Müdürü Refik de, İbrahim beyin moral vermek istediğini sezdiğinden desteklemek gereğini duydu, "Son gördüğümden daha iyisiniz Osman Bey." Hemşerisi Abdullah Özcan da onları doğruladı, "Osman Ağabey gerçekten iyi." Diye ekledi. Bastonundaki sağ eli devamlı titreyen Osman Yüksel Serdengeçti durumu sezdi ve şöyle açıkladı:



- Geçen gün Akseki'deydim. Annemin arkadaşı ve aynı zamanda komşumuz olan bir teyze bize gelmişti. O da bana "Oğlum Osman, çok iyi görünüyorsun. Orucunu tutabiliyor musun?" diye sordu. Ben de ona şöyle cevap verdim, "İyiyim teyze. Ama görmüyor musun? Kendimi bile tutamıyorum. Orucu nasıl tutayım??..."



Necip Fazıl, Osman Yüksel ve Nazım Hikmet aynı koğuştadır. Necip Fazıl dertlidir; bir oraya, bir buraya volta atar; sigara üstüne sigara yakar. Serdengeçti gayet neşelidir. Nazım ise her rast geldiğine komünizmi anlatır, durur. Bir gün yine Nazım karşısındakine komünizmi anlatırken Serdengeçti yanına yaklaşıp der ki, "Üstat, bu komünizm nedir? Bir anlatıversen" Nazım kendinden gayet emin bir şekilde "Elini sol cebime at." der. Serdengeçti hemen atar. Nazım der ki "Ne buldun?" "İki tane yirmi beş kuruş." der Serdengeçti. Nazım "Birini al." der. Serdengeçti alır. Nazım gururla döner: "İşte,” der, “komünizm budur.


İzleyen günlerden birinde Nazım'a elli lira gelir. Serdengeçti, Nazım Hikmet’e hiç sormadan n hemen elini Nazım'ın cebine atar ve paranın yarısını almak ister. Nazım hemen müdahale eder, "Hop, hop” der, “Ne oluyor?". Serdengeçti, "Üstat, yarısı benim değil miydi?" deyince Nazım, "Dur bakalım” der, “o kadar da uzun boylu değil." Bunun üzerine Serdengeçti taşı gediğine koyar, "Komünizmin ne olduğunu şimdi anladım,” der, “demek ki yirmi beş kuruşluk bir şeymiş."



Rahmetli Serdengeçti’nin bir şiiri:



Bir Kahraman Bekliyoruz



Kal’a gibi dik başın bulutlarla yarışsın.


Dalga dalga saçların rüzgarlara karışsın.



Adını nakşedelim, eski-kadim surlara


Sesini haykıralım asırdan asırlara



Savletinden titresin yeniden Doğu, Batı


Ve kurulsun ebedi Allah’ın saltanatı



Ufukları kaplasın bayraklarımız al al


Göklere zaferini çizsin vahşi bir kartal



Kahramanlar büyüsün masalda dev misali,


Eğilsin öpsün gökler canım nazlı hilalli.



Ordularım yeniden Tuna’ya akın etsin


Bir yıldırım çıksın da uzağı yakın etsin.



Selam dursun karşımda bütün şerefler şanlar,


Namını tebcil etsin, yıldızlar, Kehkeşanlar.



İçimde hiç sönmeyen bir fetih sevdası var,


Yavuz gibi diyorum: Bir dünya insana dar!



Bir seda duymak için, sahralara düşmeyim,


Helal olsun bu yolda varım yoğum her şeyim.



Volkan gibi lav atmış, ne susmuş ne sönmüşüm,


Ben fikir uğruna çılgınlara dönmüşüm.



Bir deha bekliyoruz, gençliğe mihrap olsun,


Ruhları tutuşturan bir ateş mihrak olsun.



Sinesinde birleşsin sağa sola sapanlar


Kahrolsun Hak dururken yabancıya tapanlar



Çık nerdesin zuhur et, biz seni bekliyoruz


Yıllardır yollarında, yorgun emekliyoruz



Musa ol Hakka yüksel, tecelli et de Tur’a


Zulmet yıkılsın gitsin, cihan gark olsun Nura



İstiyorum yeniden bir hilkat istiyorum


Ne hayal ne kuruntu, hakikat istiyorum.


Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum…


Osman Yüksel Serdengeçti
Ruhu için Fatiha...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]