Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Gençleri yetişme çağının tehlikelerinden nasıl koruyabiliriz?
Gönderen : Sabri Babaya Sorduk
Tarih : 4/26/2017 12:51:31 AM


.







SABRİ BABA'MIZA SORDUK:


− Efendim, şimdilerde daha ortaokulda, lisede bile genç kız ve delikanlıların bir kısmının derslerine, kendilerine yeni yetenekler kazandıracak çalışmalara konsantre olmak yerine, akılları fikirleri flörtte oluyor. Özellikle lisede ve üniversitelerde erkek veya kız arkadaşıyla yaşadığı sorunlar yüzünden psi­kolojik bunalıma girenler ve bütün eğitim hayatları aksayanlar oluyor. Tabi anne babalar da öğrendiklerinde iş işten geçtiği için çok zor durumda kalıyorlar. Peki sizce anne babalar iş bu noktaya gelmeden neler yapmalı, gençleri nasıl iyiye, doğruya, güzel çalışmalara yönlendirmeli?



Sabri Tandoğan Efendi Hz:


− Anne baba ta çocukluktan itibaren bu fikri çocuğunda işleyecek. O yaşlara geldiğinde çocuk kendiliğinden o yolun yanlışlığını bilecek. Bazı hedefleri olacak·ve her şeyden önce onlara ulaşmaya gayret edecek. Hayatta her şeyin bir sırası, zamanı var. Daha çok küçük yaşlarda mânevi değerler aşı­lanmış olacak. Mânevi değerler yaşanmadan bir insanın temiz kalması, kötülüklerden kendini koruması mümkün değil. Ama bugün bunları yapan aileler o kadar az ki. O nedenle bazı gençlerin aklı fikri hep cinselliğe kayıyor.


Belli bir yaştan sonra çocuğa hiçbir şey verilemez. Onbeş yaşındaki bir genç kıza, bir delikanlıya siz artık bir şey yap­tıramazsınız.


Meselâ gençliği benim kadar temiz geçen bir başka kimse çok zor bulunur. Akıl baliğ olduğum zaman annem çamaşı­rımdan anlamış, beni çağırdı: “Bak oğlum,” dedi, “sen artık çocuk değilsin. Erkek oldun. Şimdi bu çevrende gördüğün kızlar senin kardeşlerin. Eğer onlara başka gözle bakacak olursan sana annelik hakkımı helâl etmem, âhirette de iki elim iki yakanda olur.” Bu söz beni çok etkilemişti. Bugün kaç anne çocuğuna bunları söylüyor? Çocuklarının kırdığı cevizlerle öğü­nen anneler var. Babamın memleketi Ermenek’te tanıştığım Ömer Efendi Hoca da mânevi desteğim olmuştu. Tertemiz, pırıl pırıl bir gençlik yaşadım. Hukuk fakültesinde kızlar arasında adım “İtimad”dı. Ders aralarında gelirler, en mahrem sırlarını, sıkıntılarını bana anlatırlardı. Ben de onlara nasıl davranmaları gerektiğini söylerdim. Hiçbirinin sırrını hiç kimseyle paylaşma­dım ve hiçbirisine kardeşten farklı bir gözle bakmadım.



Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Allah Ondan ve Hakka Göçen Ailesinden Razı Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]