Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Aman, kul hakkından çok kaçalım....
Gönderen : Sabri Babadan Selam
Tarih : 4/28/2017 9:18:42 AM


.




Kıymetli Yavrum,
Allah’ın affetme yetkisinin olmadığı tek şey, kul hakkıdır. Meselâ sen birinin hakkını yedin. Esnafsın, tartın eksik tartıyor. Müşterinin hakkı senin üzerine geçiyor. Veya bir insana iftira atılıyor. Bu gibi olaylarda Allah’ın bile af yetkisi yok. Gideceksin, hakkını yediğin kişi ile helâlleşeceksin, onun gönlünü alacaksın. Minibüse bindin, yol paran 10 kuruş eksik, şoförden helâllik isteyeceksin. “ On kuruş eksik veriyorum, hakkını helâl eder misin?” diyeceksin. Aman çok dikkatli olalım. Kimsenin hakkına tecavüz etmeyelim.



Meselâ, karı kocanın birbirine sevgi, saygı, ilgi göstermesi kul hakkıdır. Çocuğa sevgi, şefkat, ilgi göstermek de kul hakkıdır. Bazen yavru hayvanlar annelerine sokulur, bazen sırtına çıkar. Tüm canlıların sıcacık bir yakınlığa, sevgiye, şefkate ihtiyacı var. Karıncaya bile zulüm yapmayalım. Yapılan her zulmün faturası ödeniyor.


Hayat merdivenlerinde bazı insanlar basamakları çıkarlar. Bazıları ikişer üçer çıkar. Ama bu arada bazıları da inerler. Kimler iner? Gurura kapılanlar, kibre saplananlar, benlik davası güdenler... Benlik davası gütmenin de çok çeşitleri var. Meselâ, manâ yolunda yürüyenlerin, bağlı oldukları kimselerin sözlerine çok dikkat etmeleri lâzım ve harfiyen ona uymaları lâzım. Ne eksik, ne fazla... Çıkarken inenleri gördüğümüz zaman, onlara intikam duyguları beslemeden, oh olsun demeden, kin, nefret beslemeden, “Gördün mü, çek bakalım cezanı...” demeden, onlara hayır duada bulunmak gerekir. “Allah’ım, şu veya bu şekilde, kardeşimizin ayağı sürçtü. Bir hata yaptı. Ya Rabbi, Habibinin aşkına, sevdiklerinin aşkına... Sen onu tekrar bizlere döndür. Sen onun hatalarını affeyle...” Eğer biz ona, “Oh olsun, çek bakalım cezanı!” dersek, aynı fiili bize de yaptırırlar. Çıkış sırasında inenleri gördüğümüzde, sadece onlara hayır duada bulunmak, şefkat, acıma hissi duymak... Çıkış zordur, inmek çok kolay. An meselesi... Yolda giderken, bir kız sokakta müşteri bekliyor. Onları da gördüğümüz zaman, “Çek bakalım cezanı, bu soğukta, tir tir titre!” dememek gerekir. “Allah’ım, bu kardeşimizin şu veya bu şekilde ayağı kaymış, buraya düşmüş. Allah’ım sen onu kurtar, affet. Sevdiklerinin aşkına, sen ona merhamet et...” diye dua etmek gerekir. Hayat böyle... Birileri iner, birileri çıkar... Hayatın dengesi böyle kurulur. Bizim yapacağımız iş, dua etmektir. Bizde “Oh olsun!” yok. Dersek ne olur? Birilerini küçük, hor, hakir görürsek, tepeden bakarsak, Allah, Azrail Aleyhisselam’ı o fiili işlemeden bize göndermez. Aynı fiili bize işletir. Hem de bile bile... Allah cümlemizi esirgesin. Kimseye tepeden bakmayalım. Çünkü her tepeden bakışta bir gurur, kibir doğuyor. Herkesi kötüleyen bir insan için de, hakikatleri görmesi için, duada, niyazda bulunalım. Ona da sevgi, şefkat besleyelim. Ama ondan uzak duralım. Ondaki zehir, bize de bulaşmasın.



Selam, saygı ve sevgi ile.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla...

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]