Konu : Entel-dantel şaşkınlar.
Gönderen :
Fatma
Tarih :
5/4/2017 8:03:47 AM
.
Sizi çok üzen bir konu olan Bilgi Üniversitesinde açılan (başka üniversitelerde de varmış) şu malum ibneler lezbiyenler klübü (LGBTİ) ile ilgili olarak Sayın Alev Alatlı'nın bu konudaki görüşleri bir gazetede iki gün ard arda yayınlandı. Bir kaç kere okudum anlayabilmek için. Seviyesi yüksek bir yazı.Sevindirici bir olay dedim iki büyük sayfa yer verdiler ve de dipnotlu yani bilimsel nitelikli yazılar.Yazının başlığında" dinin içi nasıl boşaltılır"? ifadesi var. Yazının içinde bilimsellik yanında ironide var.Bu kadar önemli bir konuyu çok bilimsel bir şekilde tabiri caizse Sayın Alatlı masaya yatırmış. Ama kangreni kesip atamamış. Böyle bir yazıya ironi katmak (acaba hangisi gerçek düşüncesi ikileminde bırakmak yani), bu konuda insanlığın net olması gereken duruşuna tıbbi bakış değerlendirmelerinden bahsetmek , inançsız insanların çağlar içinde yasak fiili tercihleri sonucunda kabul edilen yumuşak yasalar olduğunu yazmak kafamı karıştırdı.Yazı açıkça ne anlatıyor? soruma cevabım kendi iyi niyetli anlamak istediğim doğrultusunda "eleştiriyor "oldu. Ama bu konuda böyle emek sarfederek konuyu dile getiren tek kişi olması nedeniyle de Alev Alatlı'ya saygı duydum. Derya bir hanım.
Sizin hassasiyetinizi biliyorum efendim lütfen bu klüp konusu üzerinde yine üzülüp "çok kıymetli kendinize" sıkıntı olmasın. Bunu şunun için yazıyorum. Sizin aydın kime derler? diye yazınızı ve sohbetinizi daha doğrusu düşüncelerinizi biliyorum. Dediğiniz gibi kültürler saldırısı ile de içiçeyiz. Bütün dinler ortaya sürülüyor, bütün yaşayan yaşamayan düşünürlerin, fikir adamlarının görüşleri yazılıyor, bir kültürel kaos içinde esas sorun dağılıp gidiyor. Bu klubün açılması konusunda olduğu gibi. Deniyor ki "Küreselleşmeye karşı çıkamazsınız o kendimizi içinde bulduğumuz bir olgudur". Bu ne derece doğru bir cümledir. Halbuki adım adım "olgu " denilen şey oluşturulmuyor mu? Bu teslimiyeti içime sindiremedim. Anlayamadım. Hürmetlerimle elerinizden öpüyorum efendim.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Efendim, çok ince bir dikkatle ortaya koyduğunuz gerçeği saygıyla karşıladım. Bugün, adına entel-dantel dediğimiz birtakım insanlar var. Evet, Allah için çok şey okumuşlar, çok şey biliyorlar. Ama ne yazık ki özü yakalayamamışlar. Öze varamamışlar. Alev Alatlı’yı yıllardır okurum. Kitaplarında çok bilgiler var, ama neye yarar. Kendisi gerçeği yakalayamamış ki. Keşke o tonlarca bilginin yanısıra Yunus’un şu dört mısraını okuyup, yaşasaydı:
Oku, oku, yaz, yaz, kucaklar dolusu kitaplar ortaya çıkar. Ondan sonra da Allah’ın Kur’an-ı Kerim’inde lanetlediği en büyük, en iğrenç, en korkunç suç karşısında sessiz kal, tavır alma, tükürme, tiksinme. İşte Lut kavmi bunun için helak oldu. İşte Pompei’deki lavların altında kalan sapıklar bunun için geberdi. İnsanın “bu bir cinsel tercihtir” diyenlere yazıklar olsun diyeceği geliyor. Onların hiçbirini şerefli, haysiyetli insanlar olarak göremeyiz. Bugün, öyle televizyon kanalları var ki bazı kimseler sapık oldukları için hergün hayasızca, şerefsizce arz-ı endam ediyorlar ekranlarda. Bunları toleransla karşılamak insanlığa ve uygarlığa en büyük ihanettir. Ve belalarını mutlaka bulacaklardır.
Bahsettiğiniz küreselleşme günümüzün insanlığa sunduğu en büyük yalan balonlarından biridir. Bunlar, az gelişmiş veya okuya okuya beyni çürümüş zavallı inanların safsatalardır. Rahmetli hocam, Münir Bey, serserinin tarifi için “Kendini alim sanan, aslında cahil kalmış, inançsız, köksüz, ruhsuz zavallılardır” derdi. Ve ilave ederdi: “Serseriliğin birçok çeşidi vardır. Bunlardan biri de ayrım yapmaksızın eline geçen her kitabı okuyan zavallılardır” derdi. Emperyalizmin ardı arkası kesilmeyen palavralarından, yalanlarından, utanmazlıklarından biridir küreselleşme. Ancak, entel-dantel geçinenler de görülür bir hastalıktır. Önemli olan nerede olursa olsun iyiyi,güzeli, doğruyu almak, gerisini bırakmaktır. Yüce Peygamberimiz “İlim ve hikmet Çin’de bile olsa, arayınız” buyuruyor. Siz, pazardan mal alırken iyinin yanında çürüğü de alıyor musunuz? Bu küreselleşme denilen yalan, dolan, alçaklık bize bir iki iyinin yanında çürük olanı, pis olanı, iğrenç olanı da sokuşturmaktır. Neden kabul edelim? Entel-danteller, o pis, o iğrenç şeyleri de kabul etsinler, baştacı yapsınlar. Ne diyelim, onlara mübarek olsun.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Allah Ondan ve Hakka Göçen Ailesinden Razı Olsun.
|