Hayırlı günler hocam, sizin yazılarına, size hayran olan çok değerli bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine yazmaya karar verdim. Umarım engin bilgileriniz, güzel görüşleriniz benim de sorunuma bir ışık tutar. Sayın hocam, nereden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum ama ben 50 yaşına merdiven dayamış, küçük yaştan beri gerek aile içinde, gerekse çevrede yaşanan çeşitli olaylara tanık olmuş ve bir çok şeyden ders çıkarmış bir insanım. Yaşanan kötü olayları hiçbir zaman büyütmemeyi, her şeyi zamana bırakmayı öğrendim. Kötü durum diye görünen, bize acı gelen şeylerin aslında birer sınav olduğunu, Allah'tan hiç bir zaman kötü bir şeyin gelmeyeceğini, ne yanlış yapıyorsak kendimizden kaynaklandığını biliyorum ve kötü diye baktığımız olayların sonucunda baktım ki ben daha da güçlendim, çalıştım çabaladım kendimi geliştirdim. Ulaşılmaz gibi görünen, benim veya bazıları için sadece bir hayal gibi görünen şeylerin üzerine gidip başarılı oldum. Ama ne olursa olsun bizler sadece birer kuluz, insanız ve bazı şeylerin bilincinde olsak da tekrar tekrar hata yapabiliyoruz. Çok uzun yazmak istemiyordum aslında, ancak aklımdan içimden geçen duygu ve düşünceler satırlara dökülüyor işte. Şimdi size sorunumdan bahsetmek istiyorum. Ben 15 yaşında ailemin ısrarı üzerine biriyle nişanlandırıldım. Güzel, gösterişli, iyi yetiştirilmiş, çalışkan bir öğrenci olmam sebebiyle çok küçük yaşlarda ailen başımı güvendiğimiz, uzaktan akrabamız olan biriyle bağladılar. Dört sene nişanlılık dönemimde evleneceğim kişinin bana uygun olmadığını aileme anlattım ama kabul etmediler. Daha o dönemde nişanlım hem maddiyata hem de kadın kıza çok düşkündü, hatta ve hatta kardeşlerime bile farklı gözle bakabiliyordu. Her şeye rağmen evlendik, eşim üniversite okumama engel oldu. Çok başarılıydım, üç yabancı dilim vardı ama eşim kendisinden daha başarılı olacağım korkusu ile ne okulumu devam etmeme ne de çalışmama izin vermedi. İki kızımız oldu, ben kendimi eşime ve kızlarıma adadım. İçimde hep okuma hedefi vardı ve ben yıllar sonra 39 yaşında kızımla beraber üniversite imtihanlarını kazandım, dört sene devlet üniversitesinde okudum, mezun oldum ve çalışıyorum. Bu benim için bir hayaldi, ulaşılması zor görünen bir düşünceydi ama başarmamın sebebi eşimle yaşadığım sorunlar oldu. Hani demiştim ya bizim için kötü görünen acı veren olaylar sonrasında iyi şeylere sebep olabiliyor. Eşim evlendikten sonra da hiç değişmemişti, her zaman gözü dışarıda oldu. Gizli saklı ilişkilerinin yanı sıra evine her zaman bağlı, bizden maddi konuda hiç bir şeyi esirgemezdi, bana ve çocuklarına son derece iyi davranan ama dışarıdaki merakından da hiçbir zaman vazgeçemeyen biri olarak beni çok ve kızlarımı çok incitti. Her erkeğin bunu yaptığını, çok normal bir şey olduğu konusunda beni ikna etmeye çalışırdı. Arkadaşlarına ise belli bir yaşa kadar böyle yaşamaktan vazgeçmeyeceğini nasıl olsa onu af edecek bir eşinin olduğunu benimle yaşamaya devam edeceğini anlatırmış. Çünkü ona bakabilecek, huyunu suyunu anlayan her türlü isteğini karşılayan bir ben vardım. Allah büyüktü onu bulunduğu statüden indirdi, işleri bozuldu ve şeker hastası. Ama bunlara rağmen hiç değişmedi. Hala gözü dışarıda. Fiziksel olarak bir şey yapamasa da başkalarıyla ilgilenmekten vazgeçmedi. Bense bir şeyleri düzeltmek için çok çaba sarf ettim ama olmadı. Boşanmak istiyorum herkes kendine doğru yolu seçsin istiyorum. Ona mutlu olabileceği birilerini, tekrar başarılı olabileceği hayırlı işler, hayırlı kazançlar diliyorum ama o "beni bu yaştan sonra kim alır" korkusuyla benden vazgeçmiyor, beni bırakmıyor. Üstelik o şu anda kendine yine iyi kazanabileceği bir işle uğraşıyor, maddi konuda kendini yine toparlayabilecek durumda. Borçlarına katkım olsun, kendimizi toparlayalım diye babamdan kalan mirasını da yedi ve geri ödemeyecek. Ben onun kadar kazanmıyorum, belki de hiç bir zaman maddi olarak çok iyi olamayacağım ama huzurlu yaşamak istiyorum. Maddiyat benim için o kadar önemli değil, sağlıklı olmak, mutlu olmak istiyorum. Ben eşime hiç bir zaman güvenemedim. Her zaman benden bir şeyler gizliyor; arkadaşlarını, parasını...ama ben onunla yıllarca her şeyimi paylaştım...keşke her şeyi çok açık ve net yazabilsem...bana ne çirkin tekliflerde bulunduğu gibi...neler yapığı gibi...Ben artık çok yoruldum ve ben de bir insanım, tüm bu yaşanan uzun süreçten sonra ben de artık sevilmek, sayılmak istediğimi yeni yeni fark ettim. Bu zamana kadar kocamdan başka kimseye ihtiyaç duymamıştım. Gönlüm kapalıydı ama son zamanlarda fark ettim ki ben de bir başkasına ilgi duymaya başladım. Yanlış olduğunu bile bile kendimi bu duygudan uzaklaştıramıyorum. Sevmek ne, sevilmek değer görmek ne ilk defa yaşıyorum. Hep kocamdan beklediğim sevgiyi, yaptığı her şeye rağmen tekrar tekrar iyi olmamızı denediğime inanmanızı canı gönülden diliyorum. Hocam, keşke sizinle karşılıklı konuşma imkanım olsaydı da beni görseydiniz nasıl bir insan olduğumu anlardınız. Ben insanları olduğu gibi seven, kimsenin parasında pulunda gözü olmayan, başarılarına, mutluluklarına sevgiyle bakan, daima daha da iyi olmalarını dileyen biriyim. Durum böyleyken ben neden huzur bulamıyorum. Neden bana eşimden ayrılabilmem için bir kapı açılmıyor. Son bir cümlede şunu belirmek istiyorum ki, ben eşimden ayrılma kararını şu anda duyduğum ilgiden sonra vermedim. Yıllar öncesinde bu kararı vermiştim ama ne eşim kabul etti ne de ben onu geri kazanmaktan vazgeçmiştim. Ancak iki senedir kendisini kendine bırakmış yaptığı hiçbir şeyi görmezden gelerek kendimi işime vererek avutmaya çalışmıştım ta ki benim de birine ihtiyacım olduğunu fark edene dek.
Anlayışınıza ve affınıza sığınarak, saygılarımı arz ediyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Efsun”,
Kıymetli yavrum, anlattığın kadarıyla kocanla boşanmakta geç bile kalmışsın. Adam düpedüz ihanetlerini, ahlaksızlıklarını açık açık söylerken bu işi uzattıkça uzatmışsın. Bu ayrılma düşüncende yerden göğe kadar haklısın ama öbür adamın işini hiç karıştırma. Bir kere onun seni gerçekten sevdiği ne malum? Onu şimdi hiç düşünme. Hiç hesaba katma. Sen yalnız bu adamdan kurtulmaya bak.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.