Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Biraz da fıkra...
Gönderen : "Öğrenci"
Tarih : 5/17/2017 7:00:13 PM


.



Nasreddin Hoca’ya:"Her sabah halkın kimi o yana, kimi bu yana gider, sebebi nedir?" diye sormuşlar. Hoca cevap vermiş:





"Eğer hepsi aynı yöne gitse, dünyanın dengesi bozulur, devrilirdi." cevabını vermiş.










***





Akşehirliler bir gün Nasrettin Hoca'ya takılır ve sorarlar:





"Nasrettin Hoca senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir, aslı var mıdır?"





Nasrettin Hoca :





"Her halde öyle olmalıdır."der.Bunun üzerine :





"Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar.Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" derler.





Nasrettin Hoca:





"Pekala şimdi size bir numara yapalım" der. Karşısında durmakta olan çınar ağacına;





"Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var, ne giden. Nasrettin Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır.





Akşehirliler: "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Nasrettin Hoca: "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür." der.










***





Zamanın birinde parasıyla övünen zengin bir adam, ıssız bir yerde,kör bir kuyuya düşmüş.Tam ümitlerini yitirmişken oradan geçen bir derviş adamın sesini duymuş,kuşağını sarkıtmış ve adamı kuyudan kurtarmış. Zengin sevincinden ne yapacağını şaşırmış:"Dile benden ne dilersen." demiş.Derviş:





"Bir şeye ihtiyacım yok,benim için dua et yeter." demiş.Zengin inanamamış...Yüz altından başlamış teklif etmeye.Bin altına kadar çıkmış,ama dervişin umrunda bile değilmiş.Israr devam edince,derviş, adama sormuş:





"Senin kaç altının var?"





"Yüzbin"





Derviş tekrar sormuş:





"İkiyüzbin altının olsun ister misin?"





Adamın gözleri parlamış:





"İsterim tabii."





Derviş gülümsemiş:





"Bak " demiş "Senin daha yüzbin altına ihtiyacın var.İyisi mi sen altınlarını kendine sakla,gerisini kazanırken,önüne bakmayı unutma."










***





Kör bir adam gül bahçesinde elini hangi dala uzatsa diken batıyormuş ve her defasında dikenin acısıyla elini çekiyormuş.Sonunda öfkeyle bahçeyi terk etmiş. Bağırıyormuş:"Gül dediğiniz zehirli bir dikendir. Gül dediğiniz zehirli bir dikendir."





Bu sözleri duyan bahçenin sahibi demiş ki:





"Gülün güzelliğini görseydin böyle demezdin.Sen güle diken de desen, gül güzelliğinden bir şey kaybetmez."










***





Eski heyet âlimlerinden Hoca Tahsin Efendiyi dinsizlikle itham ederlerdi. Tahsin Efendi, bunların topuna birden şu cevabı vermiş:





Sana bî din dedi erbabı garaz





İrtikâp eylediler kizbi heman





Ben dahi onlara dindar dedim





Yalanın karşılığı oldu yalan










Bir takım garezkârlar,bana dinsiz





demekle yalan söylemiş oldular.





Ben de onlara dindar dedim.





Yalanın karşılığı yalan oldu.










***





Sâmi Efendi Hazretleri, Daru’l-Fünûn Hukuk Fakültesi’ni yeni bitirmişti.Onun güzel hâlini ve tertemiz ahlakını pek beğenen bir Allah dostu:





"Evlâdım, bu tahsil de güzeldir ama, sen asıl tahsili ikmâl etmeye bak. Seni irfân mektebine kaydedelim, orada da gönül ilimlerini ve âhiret sırlarını öğren." demiş.Ardından da eklemiş:





"Evlâdım, bu tahsilin ilk dersi incitmemek, son dersi de incinmemektir."




















Saygı ve sevgilerimle





Öğrenci

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]