Sayın Hülya Hanım,
27.3.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, hayli zamandır mailin gelmiyordu. Merak içindeydim. Rahatsızlığına üzüldüm. Allah şifa versin. Tribeksol alırsan iyi olur. Gönlünü rahat tut. Eski olayları iç dünyanda ısıtıp, ısıtıp ortaya koyma. Olan olmuş, biten bitmiş. Onları tekrar hatırlamanın, zaman zaman onları konuşmanın hiçbir faydası yok. Malum bankanın daha çok, daha çok kazanma ihtirası sana nice üzüntüler getirdi. Sen sadece görevini yaptın. Hem de en iyi şekilde yaptın. Ben şahidim. Banka müşterileriyle ne kadar güzel bir diyaloğun vardı. Unutmak mümkün mü? Onların kimi seni dost, arkadaş, kimisi evlat yerine koymuştu. Seviliyordun. Hem de çok seviliyordun. El üstünde tutuluyordun. Ama patronların ihtirasları, aç gözlülüğü, doyumsuzluğu bankanın sonunu getirdiyse senin kabahatin ne? Dünya ve ahiret günahı onların. Onların üstüne. Bu konuda fazla üzülmek için bir sebep göremiyorum.
Kıymetli yavrum, sakin ol, rahat ol. Nasıl bir restoranda masalarda yemek yiyenler yemek bittikten sonra kendi masasının hesabını öderse manevi hayatta da öyle. Herkes ilahi mahkemede kendi hesabını ödeyecek. Kimsenin hesabı kimseden sorulmayacak. Onun için sen yaşadığın tertemiz, bembeyaz hayatın hesabını her an verecek durumdasın. Onun için son derece sakin ol.
Kıymetli yavrum, gelen mailleri ve onlara verilen cevapları ilgiyle okuduğunu, beğendiğini söylüyorsun. Ama sen neden bir süredir tribünlere çıktın? Biliyorsun ben tribünlerde oturan, maçı oradan izleyen dostlardan yana biraz şikayetçiyim. Bir gemi yola çıktı, iyiye doğru, güzele doğru. Bu gemiden hepimiz sorumluyuz. Onun hareket edebilmesi için hepimizin bir katkıda bulunmamız gerekiyor. Pikniğe eli boş gelenler sonunda utanır, mahçup olur. Ben de istiyorum ki tribünlerde oturup sadece maçı seyretmekle yetinmeyelim. Biz de sahaya inelim. Bir hizmette bulunalım. Konumuz sonsuz. İçine bütün hayat giriyor. Herkes dilediği şekilde yazıp söylemekte tamamen özgür. Peki, geriye ne kalıyor? Niye pişirdiğin börek yalnız sana ait olsun. Tepsini ortaya koy da o güzel börekten biz de nasibimizi alalım. Oturup çayla beraber tadını çıkaralım (ne mutlu o böreği yiyenlere). Biliyorum şimdi diyeceksin ki önce fasulye pilavdı, ekmek arası dönerdi (yanında ayran) şimdi de börek mi? Evet, şimdi de börek.
Kıymetli yavrum, insanlar, olaylar karşısındaki duygularını, düşüncelerini belirten maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Mis gibi tereyağlı börek Yazan Hülya
Cvp: Mis gibi tereyağlı börek Yazan Sabri Tandoğan