Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : İslam, aşk yolu...
Gönderen : "İsmi saklı"
Tarih : 5/19/2017 11:35:33 AM


.



Merhaba Hocam ;


Dünkü soruma cevabınız bizi pek rahatlattı. Teşekkür ederim. Gönderdiğiniz mesajı tekrar tekrar okudum,özellikle sitenize davet etmeniz beni çok heyecanlandırdı. Çünkü bu benim için oldukça önemliydi.





Bazı düşüncelerim,tesbitlerim ve bunların ne kadar hakiki yada sahte olduklarıyla alakalı müşküllerim var. Efendimiz (a.s) "Mürşid-i kamiller aynadır, onlara bakan kendisini görür" buyurmuşlar. O nedenle size içimdeki duyguları çok affedersiniz kıvırmadan, eksiklikleriyle olduğu gibi anlatmak isterim. Eğer edep dışı bir söz yada cümle olursa şimdiden özür dilerim.





Kendimi bildim bileli bireysel varoluşumda,rengini bir türlü tesbit edemediğim bir ufku arıyorum. Bu nedenle genelde sıkıntılarla boğuşan bir gencim.





Bir süredir öyle değişimler yaşıyorum ki, deri değiştiren bir canlı gibi, artık kesinlikle benim mezarımı kazdığını düşündüğüm,hiç bir işe yaramayacağını gördüğüm,beni "duvarda ezik bir böcek" haline getiren o karanlık dünyadan çıkmak bir daha da ardıma bakmak istemiyorum.





Bunu hayatımın çeşitli dönemlerinde yaşamıştım,sonra tekrar aynı yanlışlara dönmüştüm. Ama hiç birisi bu dönemde ki kadar kuvvetli olmamıştı.





Çocukken bir rüya görmüştüm. Müsaade ederseniz paylaşmak isterim. Rüyamda normal bir yolda yürüyorken, bir dönemeci döndüğümde, hafif yokuşlu, yavruağzı bir renkte, pürüzsüz bir yolun iki tarafında da rengarenk, demet demet çiçekler vardı ve o yolun ucunda Kabe'yi gördüm. Kabe'nin üstündeki gök masmaviydi.Orası tıpkı bir masal diyarı gibiydi.Ben o yoldan yürüdüm, sonra eğildim Kabe'nin kapısından başımı uzattım. İnanılmaz nur gibi bir beyazlık vardı. Sadece beyaz başka hiçbir şey yoktu.





Bu rüya bana hep yol gösterici olmuştur. Ama ben kendimi şu an,uçsuz bucaksız, karanlık, ıssız, yer yer sert rüzgarların estiği bir vadinin tam ortasında görüyorum. O yolda ilerlemek istiyorum, el yordamıyla yürümeye çalışıyorum. Önüme çıkacak herhangi bir çukura düşmekten, ya da rüzgarın beni alıp savurmasından korkuyorum. Geriye dönmekte istemiyorum. Çünkü orada sadece yılanlar, haşereler, vasfını tam bilmediğim çok güçlü, birazcık meyletsem beni alıp yutacağını hissettiğim kuvvetler var.





Ben şunu gördüm. Yüce Allah İçten gözyaşı dökmem için sebepler yaratıyor,sonra o gözyaşlarıda,başta Efendimiz'in ve diğer Hak erlerinin benim gibiler için dua etmesini sağlıyor. Ben bu dualar neticesinde bazı hakikatleri görebiliyorum.





Ben ömrümün sonuna kadar, sizin buyurduğunuz gibi,aşkla,şevkle,heyecanım sürekli artarak nur kafilesinin izinde gitmek istiyorum.Sizin kafilenizin kapısından hiç ayrılmamak, orada bağlı kalmak istiyorum. Allah şahit,ben ona hep "Allah'ım beni senden ayıracak,beni sana biraz daha yaklaştırmayacak herşeyden ve herkesten yine sana sığınırım. Ne kadar heveslensem de,hoşuma gitse de beni sana gelmekten alıkoyacak herşeyden sana sığınıyorum" diye dua ediyorum.Ama ben bir dağ değilim, belki bir saman çöpü gibiyim. Cahilim,noksanım. İfrat ve terfrit arasında gidip geliyorum. Azıcık nimet görsem hemen şımarıyorum,biraz zillete düşsem hemen isyan ediyorum. Ben bunlardan çok yoruldum. Artık hakikate,edepli bir şekilde yürümek istiyorum.





Hocam benim için ve bir de arkadaşım Seda için dua ederseniz, inanıyorum ki bizim gibi yalnız gençler yollarda kalmazlar, daima ilerlerler Hak yolunda. Ben kendimi hep çok yalnız bilirim. Ancak ne zaman Efendimiz'i düşünsem, O'nu tanımasamda, benim için döktüğü gözyaşlarını hatırladıkça yalnız olmadığımı hissediyorum.Yüce Allah'ın, genellikle sonradan anlasam da her şeyi benim iyiliğim için verdiğini bildikçe yalnız olmadığımı farkediyorum.Bizim tekamül etmemiz için sizin gibi arif kullarını gönderdiğini gördükçe yalnız olmadığımı anlıyorum. Dualarınızı bekliyoruz efendim.





Saygılar sunarım hocam, ellerinizden öperim.





--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Sayın “İsmi Saklı”,





Kıymetli yavrum, insanı arada kalmak kadar yoran, bitiren, tüketen hiçbir şey yoktur. Madem yolunu seçtin, artık o eski hayatı çağrıştıran her şey bize haram. Seçtiğimiz yüce Resulümüzün yolunda emin adımlarla bir daha arkamıza bakmadan yürüyeceğiz, ilerleyeceğiz. Allah’la, Peygamberle beraber olan bir insan dağın başında da olsa yalnız değildir, koruma altındadır. Çevresinde her an onu koruyan nice melekler vardır. Bütün mesele inandığımız yolda sarsılmadan, geriye dönüş olmadan, sağlam adımlarla yürümektir. Bundan sonra artık tereddüdün, korkunun, endienin, vehmin yeri olmayacak. Bizim yolumuz sevgi yolu. Biz, insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla bütün kainatı Muhammedi bir aşkla kucaklayacağız. Gençliğimizde Münir Nurettin’in bir şarkısı vardı “Aşıka Bağdat sorulmaz” diye. Biz de son nefesimize kadar yolumuzda aşkla, inançla yürüyeceğiz. İnsan sevgilisiyle beraber olunca bütün dünya bambaşka olur, herşey bir anlam ve güzellik kazanır. Biz de her an Allah’la ve Peygamberle beraber olunca bir güzelliği yaşayacağız, sürekli neş’e, huzur ve mutluluk içinde olacağız. O zaman iki dünyamız da cennet olacak.





Selam, sevgi ve saygı ile.





Sabri Tandoğan Efendi Hz.





Onun ve Hakka Göçen Yakınlarının Makamları Âli Olsun

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]