.
-Efendim, idrak nedir?
Sabri Baba: İdrak, hayatın dilini çözebilmek demektir. Nerede? Her yerde. Ne zaman? Her zaman. Hayatın dilini çözmek lâzım. Eğer bakmasını biliyorsak, görmesini biliyorsak, idrakine varmışsak hiç şaşmaz yavrum. Meselâ demin büyük bir şangırtı duyduk. (Sohbet bir lokantada geçiyor ve bu esnada garson elindeki tepsiyi yere düşürüyor) Şu Allah’ın nimeti üzerine yemin ederim ki, o tepsinin de canı var. O tepsi yarın mahşer günü davacı olursa onun hesabını nasıl verebiliriz yavrum? Meselâ bazısı oyun olsun diye çatalını tabağına vurur. O tabak yarın ondan davacı olur. Bu tabak bize hizmet ediyor. Çok dikkatli olalım, tepsi de, bardak da, tabak da, bunlar bizlere emanet edilmiş. Bu tabağı alan her kimse ne kadar güzel bir tabak almış. Ben bu tabağın güzelliğine baka baka doyamadım. Bunu kırmaya ne benim hakkım var, ne sizin hakkınız var. Bir de eğer dinlersen sözümü, neyi elinle tutarsan Besmele ile tut. İçinden ama, dışından değil.
Kör hafızlık yapmaya lüzum yok. (Garsona hitaben) İçinden, kalbinden “Bismillahirrahmanirrahim” de. Meselâ gömleğini giyiyorsun, şöyle kolunu uzattın, “Bismillahirrahmanirrahim” de. Gece pijamanı giyiyorsun, “Bismillahirrahmanirrahim” de. Anlaştık mı yavrum? (Hâli, tavrı ile bu konuşmadan memnun kaldığını gösteren garson, onayladıktan sonra) Çok teşekkür ederim yavrum.
— Efendim idraksizlik, düşünce noksanlığıdır diyebiliriz değil mi?
Sabri Baba: Tabii, ama o izah yetmiyor. İdrak çok başka bir şey… Kavramak. Meselâ bir kimse, bir genç insan, bir kıza talip oldu. Onu sevdi, onunla evlenmek istiyor. Sağdan soldan diyorlar ki, böyle dirsekleriyle dürtüyorlar, “O kız hakkında tahkikat yaptın mı? O kız hakkında tahkikat yaptın mı?” İnsanda görecek göz, hissedecek kalp varsa, ne demek tahkikat yapmak? Kızın yüzüne bakarsın, onun gelmişini, geçmişini orada okursun.
Her şey bir mesaj veriyor yavrum. Şu su şişesi, şu tabak, şu bardak, şu elektrik, her şey bir mesaj veriyor. İş o mesajları okuyabilmekte.
— Efendim idraki artırabilmek için neler yapabiliriz?
Sabri Baba: Yavrum idraki artırmanın bir tek yolu var, Allah’ın ve Peygamberin istediği gibi temiz bir hayat yaşamak. Helâlinden kazanmak, helâlinden yemek, ibadetlerini yapmak, insanlarla iyi ilişkiler kurmak. Böyle gözümüzü, dilimizi, kulağımızı fuhşiyattan uzak tutmak, temiz bir hayat yaşamak. İnsan ne kadar temiz bir hayat yaşarsa idraki o kadar artar. Ne kadar kirli bir hayat yaşarsa, idraki o kadar azalır, azalır, azalır, bir gün bakarsın yok olur. İdrak kalkar.
— Efendim idrakimizin azaldığını anlar mıyız? Bazen insan yanlış yolda gidiyor ama yolunun yanlış olduğunu bile fark etmiyor. Gerileme olursa bunu nasıl anlayabiliriz?
Sabri Baba : Anlayamayız ki yavrum. O gaflet perdesi bir kere gözümüzü sarınca... Meselâ adam tutuyor, diyelim bir gece kulübüne gidiyor. Orada striptiz yapan bir artist görüyor. Orada bir şehvet duygusu duyuyor o kadına karşı. Eğer idraki kaybolmuşsa o adamın, o kadını sevdiğini sanıyor ve diyor ki “Ben bu kadınla evleneceğim.” Çevreden diyorlar ki, “Striptiz yapan bir kadınla evlenilir mi?” “Yok” diyor, “ben evleneceğim.” Ve evlenenler oluyor yavrum. Siz tabii bilmiyorsunuz onları. Evlenenler oluyor.
O bakımdan hepimiz idrakimizin artması, daha ilerlemesi için, imkânlarımız nispetinde, temiz bir hayat yaşayalım. Helâlinden kazanalım. Helâlinden yiyelim. Temiz insanlarla arkadaşlık yapalım. Gözümüz yükseklerde olmasın. Elimizdekine şükredelim. Ne bulduysak o gün ona kanaat getirelim. Başkalarından bize ne? Rahmi Koç nasıl yaşıyormuş?.. Yaşar. Ama bize ne Rahmi Koç’tan… Yarın Allah’ın huzuruna çıktığımızda bize Rahmi Koç, Güler Sabancı sorulmayacak ki. Sana senin hayatın sorulacak, bana benim hayatım sorulacak yavrum. O kadar.
Bizler hayatımızı gül gibi tertemiz yaşayıp, tertemiz Hakk’a göçelim.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhu Şad Olsun