-Efendim, hocanız ve sizi en fazla etkileyen zat diye nitelediğiniz, mürşidiniz Dr. Münir Derman hakkında detaylı hatıralar almak isterdim ama vakit bir hayli geçti. Sizi en çok etkileyen yönleri, ya da zâhiren şahit olduğunuz kerametleri?
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
– Çok var efendim, nasıl anlatsam. Meselâ, bir tarihte bundan 35 sene önce, eşim o zaman savcı idi. Elinde egzama çıktı. Benden rica etti, “Sabri dedi, heyette dosya okurken elim cılk yara, egzamalı halde çok utanıyorum. Dua eder misin” dedi. “Rânâ gel Münir Bey’e dua ettirelim” dedim. Münir Bey de o gün Eskişehir’e gidecek. Gardayız. Tren hareket etmek üzere, neredeyse kampana çalacak.
“Efendim, Rânâ’nın eline okur musunuz” dedim. “Gel kızım” dedi, elini eline aldı, şahadet parmağını ağzına götürüp ıslattı ve yarayı meshetti. “Geçmiş olsun” dedi. O oldu, yaradan eser kalmadı. Halbuki o âna kadar ne cilt profesörlerine gitmiş idik. Münir Bey okudu, geçti.
Ve Rânâ’nın eli bir hafta gül koktu!.. Bir de hastanede ateist bir doktorla tartışması var Münir Bey’in.
– Nasıl, lütfen buyurun.
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
– Ateist doktor, ateş yakar, doğa kanunu demiş. Münir Bey “Allah dilemezse yakmaz” demiş. “Bak göstereyim” demiş Münir Bey. Çakmak taşırdı merhum. Elini uzatmış ve avucunun altına çakmağı çakmış. Tam 45 dakika avucuna ateş tutmuş. Normalde bu durumda el kömür olur. Nice sonra avucunu o doktora göstermiş, hiçbir şey yok ve ateş yakmamış. Münir Bey kükremiş, “Gördün mü, Allah dilemedikçe yakmadı” demiş. Ateist doktor gözyaşına boğulmuş, hayretten ama, “iman bana zor geliyor” demiş!.. Nasip meselesi dedik ya!
– Münir Derman Bey yaz kış kısa kollu gömlek ve pantolonla gezermiş öyle mi?..
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
– Evet bir tişört, gri bir pantolon. Hatta çoğu kere tişörtün içine atlet de giymezdi. Öyle gezerdi. Meselâ, bize geleceği zaman biz 10 bardak su koyardık buzluğa. Öyle su içerdi ki, bardağın yarısı buz, yarısı su olurdu. Hem de zemheride!.. Bazen öyle bir aşk ateşi basardı ki, gömleğinin birkaç düğmesini açardı. Ondan bir koku yayılırdı ki gül kokusu, mânevi bir koku, sanki cennet efendim. Hiçbir kokuya benzemezdi!
– O kokuyu herkes hisseder miydi?
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
– Hayır efendim, herkes hissedemez! Bu gönül bağı ile alâkalı!..
– Münir Bey’in kabri Ankara Memluk Köyünde. Biz yarın gitmek istesek yakın mıdır?..
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
– Uzak efendim. Nasip olursa bir dahaki Ankara’ya gelişinizde birlikte gideriz.
– Allah razı olsun sizden. Çok vaktinizi aldık, yorduk sizi.
Sabri Tandoğan Efendi Hz:
– Hepimizden efendim. Davetimizi kabul ettiniz, şeref verdiniz, Allah sizden de razı olsun.
(Hepsinin Aziz Ruhları Şad Olsun.)