.
Sayın Hocam,
Cevabi yazınızda "Maillerinizi daha sık beklediğimizi söylesek nasıl karşılarsınız?” demişsiniz. Nasıl karşılayabilirim ki Hocam, bu söz bana dünyaları verdi. Allahın dinine yardım için ve Hak yoluna hizmeti kendine şiar edinmiş ve gurbet diyarı olan bu dünyada bana yalnız olmadığımı hissettiren Siz değerli Hocama minnetimin gereği olarak gücümün yettiği, dilimin döndüğü kadar yazmaya gayret edeceğim, inşallah. Muhammed Suresinde sesleniyor ya Yüce Yaradan "Ey iman edenler, eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı kaydırmaz. "Yüce Rabbim dilerim ki cümlemize dinine hizmeti, ayaklarımız kaymadan son nefeste imanla O'na dönmeyi nasip eder.
Yaşım 35. Cahit Sıtkı'nın deyişiyle tam yolun yarısındayım. Gerçi O yarısı dediği 35 ten 11 yıl sonra vefat etmiş tam 46 yaşında. Benim için de belki yolun yarısı belki de tamamı. Önemli olan bu değil... Önemli olan; 35 yıl Allah her an benimleydi, şah damarımdan daha yakındı ama ben ne kadar onunlaydım?? Onun dinine hizmet edebildim mi?? Bunu düşününce içim yanıyor Hocam...Ben Allah'ı hep sevdim, onunla dertleştim gerek sevincimi gerek hüznümü paylaştım ama sevgimin gereğini yine de tam yerine getiremedim. İşte beni yakan bu!!! Bu halde ölürsem, beni üzecek olan ölüm değil sevgimin gereğini yapamamış olmak, onun cemalinden ebediyyen mahrum olmak olucak.
Ölüm sevgiliye kavuşmaksa neresi kötü. Kötü olsaydı Mevlana ona Şeb-i Arus (Düğün Günü) demezdi. Ayette " Her nefis ölümü tadacaktır" deniyor. Demek ki ölüm tadılası bir şey... Ölüm gerçek vuslat. Gerçek cennet ise Rabbül alemiynin cemalini doyasıya seyretmek.. Onsuz cennetin cehennemden ne farkı kalır.
Rabbim eğer cehennemini bana layık görürse, beni en çok cehennemin ateşi değil Onun cemalini göremeyişim Resulullahtan ve onun varisleri olan evliyaullahtan ayrı olmak yakıcak. Bir Hak aşığı Arap şair diyordu ki " Yarabbi bana olmadığın yeri göster ki cehennemi görmüş olayım." Aşk öyle bir ateş ki o ateşe düşenlere cehennem ateşi vız geliyor.
Aslında bu gün başka şeyler yazmayı murad etmiştim ama klavyemden bunlar döküldü, Hocam. Dinlediğim ilahinin sözlerinin tesiriyle belki de.Kahrında Hoş! Lütfunda Hoş! diye sesleniyor Hak aşkına yanmış bir nasipli.
Gelse celalinden cefa yahut cemalinden vefa
İkiside cana sefa
Kahrında hoş! Lütfunda hoş!
Ağlatırsan zari zari
Verirsen cennette huri
Layık görür isen Narı
Kahrında hoş! Lütfunda hoş!
Gerek ağlat gerek güldür
Gerek dirilt gerek öldür
Bu aşıkem sana kuldur
Kahrında Hoş! Lütfunda Hoş!
Aşık her nereye bakarsa maşukunu görürmüş yaa...Allaha aşık olanlarda tüm kainatta kafalarını çevirdikleri her yerde onun vechini görüyorlar.Aşk ne güzel Makam!!! Ben aşkın tarifinde bile acizim. Bal kavanozunu tarif etmekle balın tadına varılır mı??? Aşkı yaşayanlara sormuşlar. Aşk nedir??? Demişler ki "Ben ol da bil!!" Aşk, Bencileyin boş başaklar gibi kafası dik gezenlerin işi değil, sevgilinin huzurunda olgun başaklar gibi başı öne eğik edep ve tevazu içinde durabilenlerin işi...Dua edin Hocam bizlere de nasip olsun bu Makam. Allah yar ve yardımcınız olsun...
Kalbi selam ve dualarımla...
Ayşe
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Ayşe Hanım,
Kıymetli yavrum, inanılmaz güzellikteki mailin gözlerimi yaşarttı. Mailin çıktısını alıp, onu her gün okumak istiyorum. Aşkı ne güzel anlatmışsın. Allah bizlere de yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de o aşkı doya doya yaşamayı nasip etsin. Aşksız bir lokma ekmek yemeyelim, aşksız bir yudum su içmeyelim. Aşksız bir kum tanesine dahi bakmayalım. Aşkla yaşayıp, aşkla Hakla göçelim. Öldüğümüz gün Hakkın cemaline kavuşmanın heyacanı içinde memnun, mes’ut ve bahtiyar olalım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.