Yani şunu demek istiyorum efendim. Hepimiz ölümlü kalımlı bir dünyada yaşıyoruz. Yarına kim çıkar, kim kalır hiç belli olmaz. Ama bugünden itibaren biz, iç dünyamızı arıtsak, temizlesek, bu küskünlükleri, kırgınlıkları, dargınlıkları bir tarafa bıraksak, muhakkak ki haklı taraflarımız vardır kırılmakta, üzülmekte. Ama ne olur bir kenara bıraksak efendim, affetsek, affedici olsak. Ve yarın sabahleyin uyandığımız zaman, sanki dünyaya yeni gelmiş gibi tertemiz bir gönül ile uyansak ne kaybederiz sorarım size? Ve bunu yapmamak için bir sebep var mı? Yunus Emre bir şiirinde diyor ki; “Seni deli eden şey yine sendedir sende.” Biz başkalarına bazı hataları, kusurları için kızıyorsak, öfkeleniyorsak, kin tutuyorsak, acaba o kusurlar bizde yok mu? Biz bööyle pir-i pak yirmi dört ayar altından mı dünyaya geldik yani? Hepimizin çocukluğumuzdan itibaren işlediğimiz nice hatalarımız var, nice kusurlarımız var, nice günahlarımız var. Ne olur affedici olsak. Affedebilsek. Allah rızası için birbirimize el uzatabilsek.
Bugünkü stres ortamını ortaya koyan gene bizleriz efendim. Yani bu stres denilen nesne uzaydan gelmiyor. Gene bizlerden çıkıyor. Peki o stresin yerine sadece sevgiyi, yardımı koyabilsek...
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.