Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Bir büyük oyun kardaş yaşamak dediğin, Beni ya sevmeli, ya öldürmeli” .
Gönderen : "Gönül Yolcusu"
Tarih : 6/11/2017 8:15:10 AM


.







Saygıdeğer büyüğüm geçen kitapçıya gittiğimde Rabia Christine hanımefendinin Fakra Övgü adlı kitabının yeni baskısını gördüm, hemen aldım şu anda okuyorum.Sizin sitenizdeki Manevi ve kültürel değerler adlı sohbetinizde bu kitaptan bahsetmiştiniz o günden beri satın almak istiyordum ancak satışı tükendiği için alamamıştım.Nasip bugüneymiş çok severek okuyorum. Değerli siteyi takipedenlere de tavsiye ederim.


Hocam sizden şu konuda fikirlerinizi isteyeceğim.Özgüveni eksik ve kaygılı bir insana nasıl davranırsak ona yardımcı olabiliriz. Ayrıca kilo probleminden ve çok yeme alışkanlığından nasıl kurtulabiliriz.


Selam sevgi saygılarımla.


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın “Gönül Yolcusu”,


Kıymetli yavrum, bir insanda özgüven eksikliği ve kaygı sevgisizlikle başlar. İnsan, hayvan, bitki ve eşya sevilme özlemi içindedir. Sevilmek, hayatın en önemli olayıdır. Sevilmeyen insanlar yahut sevilmediklerine inananlar hiçbir zaman mutlu olamazlar. Onlar daimi bir sevgi özlemi, sevgi açlığı içindedirler. Şair Gülten Akın bunu ne güzel anlatır:



“Bir büyük oyun kardaş yaşamak dediğin


Beni ya sevmeli, ya öldürmeli”



Böyle bir duygu özlemi içinde olan bir insana yapılacak en büyük iyilik ona sevgi ve saygı göstermektir. Onunla ilgilenmek, onun güzel yönlerini ortaya çıkarmak, mümkünse başkalarının önünde bu güzellikleri anlatmak tedaviye giden en güzel yoldur. Ne yazık ki günümüzde sevginin önemi gerektiği şekilde anlaşılmıyor. Bazı kimseler için bu bir laftan, edebiyattan başka birşey değil. Onlar öyle düşünedursun, tekrar ediyorum hayatın en önemli olayı sevgidir. Küçük bir çocuğun nasıl sevgiye ihtiyacı varsa yaşlı bir ihtiyarın da aynı şekilde ihtiyacı vardır. Sevgi, bütün ıstırapları dindirir. Deney yapmışlar, aynı gıda verildiği halde sevilmeyen çocuklar sık sık hastalanıyorlarmış. İşte böyle yavrum...



Hz. Ömer’e sormuşlar, “Efendim, yemeğe oturduğumuz zaman ne kadar yiyeylim?” Hazret-i Ömer “Günde sekiz, on lokma yeter” demiş. Hindistan’ın yetiştirdiği en büyük insan olan Gandhi, günde bir bardak portakal suyu içerek beş yüz milyon insanı idare ediyordu. Bu iş beyinde başlar, beyinde biter. Kendi kendimize (hiç kimseye söylemeden karar verelim), bir program yapıp uygulamasına geçelim. Kimseyle bu konuyu konuşmayalım. Birkaç gün sonra vücut bu yeni tarza alışacak, ona adapte olacaktır. Denemesi çok basit. Sakın gazetelerde çıkan o bitip tükenmeyen yazılara aldırış edilmesin. Geçen yıl Remiz Kitabevinde bir kitap gördüm: “Fransız Kadınları Neden Kilo Almazlar” diye. Kitap şöyle başlıyordu: “Fransız kadınları kilo almazlar, çünkü rejim yapmazlar.” Mesele o saçma sapan, bitip tükenmeyen rejim listelerinde değil. Mesele bu işi beyinde halletmekte. Kesin karar verip, onun uygulamasına geçmekte.



Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]