Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayat kitabını okuyanlar ne güzeldirler.
Gönderen : Manolya
Tarih : 6/12/2017 12:01:11 AM


.


Merhaba Efendim, Kadınlık sanatının sultanlarından Hürrem Sultan'ı anlatmaya devam ediyorum:


Kanuni Sultan Süleyman Han'ın zevcesi Hürrem Sultan şöyle anlatıyor:


Karşımızdakiler bizi değil bıraktığımız etkiyi algılarlar. Boy posumuz, yüzümüz saçımızın biçimi, yüzümüzdeki renk ve ifade, giyim kuşamımız bu etkiyi sağlayan bir bütündür. Yakından tanımayan bir kimse, beni farklı zamanlarda görse aynı kişinin söz konusu olduğuna inanmazdı. Hünkarım üzüntülüyse saçlarım toplu, yüzüm belli belirsiz, giyimim sade, davranışlarım sakin, konuşmam da tane tane olurdu. Hünkarım neşeli olduğu zamanlarda ise saçlarımın arasından rüzgar parmaklarını geçirmiş gibi, yüzüm renkli ve neşeli, giyimim cıvıl cıvıl, davranışlarım kıpır kıpır ve konuşmam bir gülümseme edasında olur, bulunduğum ortamı doldururdum. Hüzünle neşe arasında binlerce basamağı ayrı ayrı sergilerdim. Giyim kuşamıma özel bir önem verirdim. Giyinmekten zevk alırdım. Diktiğim elbiseler zevkimi yansıtıyor, konuşmam ve davranışlarımla bütünleşiyordu. Her gün yeni bır gündü. Dün kazanılan başarı bugün tükenmüşti bile. Hünkarıma her gün bir başka güzel görünmeliydim. Her görünüşümde benimle ilk kez karşılaşmış gibi olmalıydı. Yanımda dinlendiği bir dakikayı ben bin dakika yapmalıydım. Güzellik bir amaca hizmet ediyorsa önemlidir. Nice cariyeler gördüm, güzellikleriyle karanlıkta çakan bir şimşek gibi bir an parlayıp sönüyorlardı. Önemli olan çekici olup olup arkasını getirebilmektir. İlk anda ilgiyi uyadıracak kadar bir güzellik yeterlidir. Benim güzelliğim kuru bir güzellik değildi. Sıcaklık, kararlılık, neşe, güleryüz ve sağlam bir muhakemeydi sergilediğim. Benim durumumda hayatın sıkıntılarıyla baş edebilmemin en iyi tedbiri neşeli olmaktı. Neşeli oldığumda, güldüğümde o an için herşeyi unuttuğumu zannedenler yanılıyordu. Ben gülerken bile düşünmeye devam ederdim. Kendini bedbaht addeden bedbahttır. Haremdeki cariyelerin belki de en güzeli ben değildim. Ama Hünkarımı en iyi anlayanı onu en çok dinlendireni bendim. Günlük işlerden yorulan, türlü devlet meselelerinden bunalan Hünkarımın gücünü tazeler, onu hep huzura rahata kavuştururdum. Harem kurallarını öğrendim ve lehime kullanmaya başladım. Zarif hareketler ve latif hileler haremin ruhunda vardı. İnsanın gönül rahatlığıyla konuşabileceği, içini dökebileceği bir kmsenin olmaması ne büyük talihsizliktir. Konuşup pişman olmaktansa, herşeyi kendime sakladım. Kendimle konuşmaya hesaplaşmaya başladım. Sevmek, sevebilmek için sevileni seçebilmek gerekir. Önemli olan insanın hangi topraklarda doğduğu değil, hangi kültüre bağlı hissettiğidir. Ben bulunduğum mevkiye, çalışmamın gayretimin ve çektiğim zahmetin Allah tarafından mükafatlandırması neticesinde geldim. Onun için nereden geldiğim ve ailem pek aklıma gelmedi. Gelseydi de yararı olmazdı. Her zaman geleceğimi hesap ederek, her işi enine boyuna düşünerek, her konuda fayda ve zararı tartarak mevkimi korumaya çalıştım, kendimi çıkarımı güttüm. Ben hayattayken yaşamayı seçtim. Kendimin, çocuklarımın, kısacası ailemin geleceğini güven altına almalıydım. Bir anne için hayatı ilk doğum sancısıyla sona erer. Ondan sonra kendimizden çok çocuklarımızın hayatını çocuklarımız için yaşarız. İsteseler de istemeseler de. Hayatta devamlı başarılı olmak ne mümkün? Başarıları başarısızlıklar izleyebilir. Ben daima başarılardan faydalanıp mevkimi güçlendirdim. Başarısızlıklarla karşılaştığımda da paniye kapılmayarak bunlardan ders alıp yeni başarılara zemin hazırladım. Uygun havalarda herkes gemisini yürütür, asıl hüner muhalif havalarda gemiyi yürütmektir. En başarılı kişilerın bile başarısızlıkları olabilir. Bütün mesele başarısızlıklardan sonra gaflete kapılmamak ve ümitsizliğe düşmemektir. Mücadelelerimde yenilgileri, geri çekilmeleri, yeniden karşılık verebilmek için fırsat olarak gördüm. Her işten, her olaydan daima kendi isteklerime uygun neticeler çıkarmasını bildim. İstediğimi elde edemediğim zaman , hiç olmazsa istemediğim şeyin gerçekleşmesine engel oldum. Güçlü toslamak için geriye çekilen koçlar gibi, hayatta bazen zorluklar içinde bunalınca, daha sonra hücum edebilmek için geri adım atmam gerekiyordu. Gücünü sürekli kullanan çabuk tükenir. Ben nerede gücümü, nerede güçsüzlüğümü kullanacağımı çok iyi biliyordum. Dünya bir kararda kalmaz.


Efendim bugünlük bu kadar. Saygılarımla. Hoşçakalın.


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Manolya Hanım,
Kıymetli yavrum, Hürrem Sultan'dan aldığımız ve alacağımız dersler ne muhteşem. Sanki bir NLP uzmanı. Bu birikime nasıl ulaşmış, anlatılır gibi değil. Sana da ne kadar teşekkür etsek azdır.
Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]