.
Kıymetli yavrum,
Bu gece af gecesi, bu gece kurtuluş gecesi, bu gecede dargınlık, kırgınlık olmaz. Bu gece bir mü’minin bütün kainatı insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla kucakladığı bir gecedir. Bu gecede yalnız sevgi vardır, bağış vardır, hoşgörü vardır. Ve bu gecede iman ile, aşk ile Allahüekber deyip secdeye kapanış vardır. Gelin bütün yeryüzü insanları el ele tutuşalım
“Gelin canlar, bir olalım”
diyeceğimiz bir gecedir. Bu gecede hepimiz hatalarımızdan sıyrılıp Allah’ın huzurunda birbirimizi bağışlayalım, el uzatalım. Bu gecede yalnız ilahi aşk terennüm edilsin. Bu gece bütün kalpler rahmet-i Rahman’la dolsun. İnsanız, hatalarımız oldu, kusurlarımız oldu, günahlarımız oldu. Hiçbirimiz masum değiliz. Derece derece hepimiz doğuşumuzdaki temizliğimizi kaybettik. Allah’dan uzaklaştık, kendimize kıydık, fıtratımızdaki temizliğe, beyazlığa, asalete ihanet ettik. Bu gecenin hürmetine ellerimizi açıp Allah’dan af dileyelim. İşe önce birbirimizi affetmekle başlayalım. Affetmek ne güzel bir duygu. İnsan o zaman sırtındaki yüklerden kurtuluyor, yeni doğmuş bir çocuk gibi oluyor. Ve bu kandil gecesinin sabahında ellerimizi açıp
“Yeniden başlasak, yeniden aşka
Hiçbir şey olmamış gibi, yeniden”
diyebilsek. Bu gece hepimiz için bütün kainat için bir “intibah” ve bir “inşirah” gecesi olabilse. Sabah ezanıyla beraber hayat yeniden başlasa.
Her gün takvimden bir yaprak kopuyor. Müstakbel yerimize her gün biraz daha yaklaşıyoruz. Niye orayı sevgilerle, dostluklarla, kardeşliklerle doldurmayalım. Niye O GÜN biz de Ömer Hayyam gibi
“Sevginle gireceğim toprağa
Sevginle çıkacağım topraktan”
diyebilelim. Bu mübarek gecenin hürmetine içimiz öyle arınsın, öyle temizlensin ki orada sevgiden, edepten, incelikten, hizmet aşkından başka birşey kalmasın. Ve insanlar el ele verdikleri zaman bütün günahları sonbahar yaprakları gibi dökülsün.
“Madem ki doldurmaya geldik testimizi
Gitmesin elimizde bomboş”
Artık, bu geceden sonra iç dünyamızda bir devrim olsun. Şu şunu dedi, bu bunu dedilerden kurtulalım. Yalnız aşkın sesini dinleyelim. Falancı bizi sevmiyormuş, falan bizi istemiyormuş, bunları bir yana bırakalım. O şahısları da içimizdeki ilahi aşkla kucaklayalım. O bizi sevmiyorsa biz onu sevelim. O bizi affetmiyorsa biz onu affedelim. “Din günü yaklaşıyor”. O gün hesaba çekilmeden önce biz kendimizi hesaba çekelim. Ve o gün içimize baktıkları zaman ilahi ekranda iç dünyamız bütün mevcudata gösterildiği zaman orada edepten, incelikten, tevazuudan, saygıdan hizmet aşkından, sabır, şükür ve kanaatten başka birşey olmasın. Ne olur o an gözlerimizin önünden gitmesin.
“Ne olur kirlenmeseydik, temiz kalsaydık
Dünyanın aldatıcı renklerinden soyunsaydık
Ah! Güvercinler gibi böyle saf,
Şadırvanlarda kanat çırpsaydık”
Kıymetli yavrum, hepinize en kalbî selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakka Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.