Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin ve tüm gönül dostlarının üzerine olsun. Ramazan ayında beni, size ve gönül dostlarıma bu sayfalarda yeniden kavuşturan Rabbime sonsuz şükürler olsun. Bir hocanın deyimiyle, Allah cümlemize ömrünü ramazan eyleyip, ahireti bayram olanlardan olmayı nasip etsin,inşallah. İstanbul’da olduğunuz günlerde İzmir’den sizi ziyarete gelmeyi, sohbetlerinizi dinlemeyi çok istedim.Sizinle birlikte olan gönül dostlarının resimlerini sitede gördükçe onlara öyle imrendim ki…Dedim, gitsem ne derim?? Ne söylerim, Hocama? Acaba, gereken edebi gösterebilir miyim? Bir sözüm veya davranışım olur da size “Kendine “Mukarreb” diyen bu Allah’ın garibi miymiş” diye düşündürmekten çekindim. Kısacası, henüz kendimi sizi görmeye ve o mübarek elinizi öpmeye layık göremedim, efendim. Lütfen, dua buyurun da, Allah hakiki kulluğu ve Resulüne yakışır ümmet ve size layık talebe olmayı bu garibe de nasip etsin. İçimi Resulullahı göremeden memleketine dönen Üveys El Karani'nin hüznü misali bir hüzün sardı. Bu hüzün hali son iki yıldır bana yarenlik ediyor.Öyle değişik bir hal ki, hem mahzun bir kalp, hem de müthiş bir huzur bir arada…Bir gün araştırayım dedim, internette acaba Allah dostları ne demiş hüzün konusuna…Araştırmamda ilk karşıma çıkan cümle “Hüzün Hazinedir.”oldu.Resulullah Efendimizde bir hadisinde “Ben hüzün peygamberiyim.” Diyordu.
Malik Bin Dinar Hz.‘de "Bir evde oturulmadığı zaman harabe olduğu gibi, bir kalbde de eğer hüzün yoksa, o kalb harabe demektir." Demişti.Zünnun-u Mısri Hz. İse "Aşk konuşturur, hayâ susturur, Allah Korkusu hüzünlendirir." Diyordu. Bir başka alıntıda ise "Ok ne kadar geriye çekilirse o kadar ileri gider. Hüzünde ne şiddetteyse o nisbette manevi açılım oluşur. Yani bastın şiddeti kabzın şiddetince olur.Yerine göre zevklidir hüzün.İnsanın canı çıkasıya hüzünlü ama bir o kadar halinden memnun olduğu demler vardır.”denilmekteydi. Kabz ve Bast halleri insanın kalbinin daralması ve ferahlamasını ifade etmekteydi. Kabz hali, insanı Allah’a iltica ettirip, Bast hali ise, şükre sevk etmekteydi.Bunları okuduktan sonra hüznümü daha bir sever olmuştum.
Kalp sanki çatlamış toprak gibi , hüzünse rahmet yüklü bulutlar misali puslu, sarmalamış çepe çevre. Can tende sükutta..Kalp rahmete susamış, yakarmaya başlıyor Rabbine.O an gözlerden inen iki çağlayanla Doyuyor rahmete tendeki can, çöle dönmüş kalpte hikmet filizleri yeşilleniyor.O an öyle bir an ki, “Ya Rab !! diye haykırışınızda sanki özünüzden Rabbinizin “Söyle Ey Kulum” deyişini hissediyorsunuz. Aman Ya rabbi! bu ne büyük huzur ve sükun…Öyle olur ki söyleyen kendinden geçer de, söyleyende işiten ve icabet edende hep O olur. Aşık’ın Maşukta yok olması…”Var olan Hak’tır, gayrısı yoktur" sözünü yaşamak bir an dahi olsa”… O an hiç bitmesin istersiniz, bir ömür devam etsin.İşte yine böyle bir anda gönlüme doğanları mısralara aktardım ve sizlerle paylaşmak istedim.
Kesrette gafletin neş'esiyle yaşarken büsbütün
Vahdetin SUR'unu üfler gibi çıkageldin EY HÜZÜN!!
Kıyameti koptu gafletin, uyandı sinede İMAN denen gonca gülün
Kışı beklerken, baharı açtırdın gönlüme GÜZ'ÜN...
Ey BENLİĞİMİ girdap gibi ince ince içine çeken HÜZÜN!!
Haldaşım oldun hem geceleyin hem gündüzün
Pranga vurulmuş sanki, senden ayrılası yok gönlümün
Zerrece halim değişmez, dünyayı yığsalar önüne GÖZÜMÜN...
CANAN'DAN CAN'ıma emanetsin HÜZÜN
Sen gönlümü CANAN'DAN ayrı koyanlara örtüsün
Maddeden geçip MANA'YA koşanlara köprüsün
Değişmem seni bin NEŞ'EYE, sen canımın DÜRR'ÜSÜN...
Geldin geleli MED-CEZİRİ bitmez gönlümün
Kah coşturursun da çağlayan olur iki ucunda gözümün
Kah süt liman, ilhamı olursun bir çift sözümün
MUKARREB yaprak olur önünde ey BÂD-I HÜZÜN
Aşıklar Sultanı Mevlana da “Allah bize yardım etmek dilerse, gönlümüze yalvarma, ağlayıp inleme isteği verir.” Diyor.Dileriz ki hüznümüz bizi Hakka vuslata ulaştıracak BURAĞIMIZ olur. Efendim, size ve tüm gönül dostlarına Hayırlı, bol feyizli Ramazanlar diliyor ve mübarek ellerinizden hasretle öpüyorum.Allaha emanet olunuz.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Kıymetli yavrum, kainatın en büyük şairi Yunus Emre,
“Bir çeşmeden akan su acı, tatlı olmaya”
diyor. Aşık o kimse ki hüzünle neş’e arasında fark da görmez. Bazan hüzün güzeldir, bazan neş’e güzeldir. Asıl güzel olan ikisi arasında ayrım yapmamaktır. Her an her şey değişiyor. Kur’an-ı Kerim’de “Allah, her an yeni bir şe’n üzeredir” buyruluyor. Bize düşen Hak’da gelen şerbeti ayrım yapmadan içmektir. Allah, cümlemize mânâ büyüklerinin yolundan gitmeyi nasibetsin.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.