.
Değerli Büyügüm,
Bugünlerde, daha önce de okudugum Prof.Dr.Ozcan Köknel'in "Dolu Dolu Yasamak " adlı kitabı adlı kitabı elimde.
"Yasama yıllar katmak mı ?
Yıllara yasam katmak mı?" sorusu, hep düsündürdü beni.
Kendimce," yıllarıma yasam katmaya calısmak, tıkanıp kaldıgı sandıgımda hayat, soluk almak güclestiginde, yeni yollar secmeli, yüregini ferahlatacak, hayatın anlamını ögretecek büyük insanlarla tanısmalı insan, yeni anlamlar kazanabilmek icin dedim hep.Saglıgını kaybedip , ölümle yüzyüze gelmeden önce degerli olabilmeli hayat, illa büyük acılar cekmemeli, kücük mutlulukları farketmek icin, baskasının yerine koyabilmeli kendini, aglayana omuz, inleyene care olabilmeli.Bir cocugun ılk adımlarında umudu , bir gencin hayallerinde gelecegi, bir yaslının yasanmıslıgında gecmisi ve gelecegi, hayatın anlamını bulabilmeyi ," yapmaya calıstım.
Yaslılık: Bedensel yaslanma ,yetiskinlik cagında baslar tıbben.Ornegin, görme keskinligi ve uyum gücü 20 yasından sonra düsmeye baslar, isitme icin de durum aynı. Kalp, dolasım, bosaltım ve sindirim sistemi, karaciger, cocukluk ve genclik dönemlerindeki güclerini, orta yasa gelmeden yitirmeye baslar. O nedenle yaslılık diye birsey yoktur, aslında. Yaslanmanın, takvim yasıyla dogrudan ilgili olmadıgı konusunda , her zaman kabul gören,Oliver Wendell Holmes'in dedigi gibi:
"Yetmis yasında bir genc olmak
Kırk yasında bir ihtiyar olmaktan daha umutlu ve sevinilecek bir durumdur"
Insan , kendine güveni derecesinde genc, süphesi derecesinde yaslıdır, sözleri, ne kadar dogru. Anoılh, "Insan, ihtiyar olmaya karar verdigi gün ihtiyardır." dedigi gibi, daha nice sözler var paylasılası ve yol gösteresi.
"Güzelligi görme yetenegini kaybetmeyen asla yaslanmaz." Maurois.
"Yaslanmak bir daga tırmanmak gibidir, cıktıkca yorgunluk artar, nefesiniz daralır, ama görüs alanınınız genisler" demis , Bergman
Neden bugünlerde, yaslılıkla ilgili bu kadar düsündüm, diye sordum kendime. Genclerde bir telas ise girdiginde, ne zaman emekli olurum, diye. Emekli olanlarda bir telas ne zaman ölürüm, diye. Ne büyük bir celiski. Ekonomik nedenlerle, daha orta yasını bile doldurmadan emekli olan veya edilenler, üniversite mezunu olup ta pek cogunu is bulamayan genclerimiz.Herkes depresyona giriyor, yasama sevinclerini kaybediyor. Kendilerini, sadece müdür, ögretmen , hakim, subay, doktor, mühendis , eş , evlat, diye tanımlayanlar, gün gelip de rollerini kaybettiklerinde, sudan cıkmıs balıga dönüsüyorlar. Oysa, her insan sahip oldugunu sandıgı esyaların, ünvanların dısında, konusup düsünen, seyredip, dinleyen bir "ben'e " sahip oldugunu farkedebilse; icimizdeki o "ben'e ulastıgımızda, o güne kadar tatmadıgımız nasıl bir mutluluk yakalyabilecegimizi, bir bilebilseler ?
Bazı Tasavvuf Kitaplarında okudugumda da ,insanın olgunlasması ile incirin olgunlasmı örnegi."Incirin tazeyken gergin ve pürüzsüz olan cildi, olgunlasıp kuru incirin daha tatlı olması." gibi.Bagıslarsanız beni, "insan da olgunlastıkca incir misali sululuk oranı azalmıs,kemalatı artmıstır ." denilmektedir.Onun icin , Peygamber Efendimizin dedikleri gibi "iki günü aynı olanlar, ziyandadır." Hadis-i Şerifiyle , her günümüzü sevgiyle, yeniliklerle , bilgiyle , insanlara faydalı olarak gecirebilmemiz siz degerli büyügümüz gibi, Rabb'im nasip eder insaallah.
Efendim,kendilerini gencken yaslılıgın vehmine kaptıranlara, Henry Wodsworth Longfellow 'dan bir siir :
Asla söz konusu olmaz
Gecikmez
Yorgun kalbim
Atısları kesilinceye dek
Cato Yunanca'yı
Sekseninde ögrendi
O koskaca Oidipus'u
Yazdıgında Sofokles
Cagdaslarından siir ödülü alan Simonidon
Evet, ikisinin de yası seksendi.
Unlü Barıs ve Savas romanının yazarı Tolstoy, Dirilis adlı romanını tamamladıgında 72, Verdi Otello'yu bestelediginde 73 ,Falstaf'ı bestelediginde 80, Pasteur kuduz asısını buldugunda 60, ünlü doktor Albert Scheweitzer, bütün yasamını Afrika'da caresiz, hasta, kimsesiz , yoksul insanların bakımına adadıgı hastanenin yolunun yapımına da 87 yasında yardım ediyordu.
Efendim, sizin Gönül Sohbetleri dördüncü cildinde yazdıgınız gibi Bedri Rahmi Eyüboglu'nun " Insan alemde hayal ettigi müddetce yasar " siirine atfen yazdıgınız
"Aziz sair insan alemde, sevdigi müddetce yasar." sözünüzü ve yasamınızı örnek alarak:
Yasamımıza yıllar degil, yıllara yasam katmak dilegimle, ellerinizden hürmetle öpüyorum.
Ayla Belen.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Ayla Belen,
Efendim, hakiki yaşlılığın insanların duygularını, heyecanlarını kaybetmesiyle ortaya çıkacağını ne güzel anlatmışsınız. Keşke bütün insan kardeşlerimiz sizin bu mailinizi okusalar, ne güzel olurdu.
İşte efendim, gerçek kültür bu. Bireyden topluma yükselebilmek, evrensele ulaşabilmek. Sizinle bugün bir kere daha iftihar ettim. Yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.