Saygıdeğer büyüğüm benim sorunum, kendimi çok eksik çok hatalı görüyorum. Mana yolunda bir türlü ilerleyemiyorum. Hz insan olma yolunda ilerleyemiyorum. Nefsim hep buna engel oluyor. Şeytan sürekli vesvese veriyor. Seni kimse beğenmiyor sen beceriksiz ve yeteneksiz bir insansın diyor. Sanki her an bir hata yapacakmışım gibi tedirgin yaşıyorum. Hayatını insanlığın yararına adayan disiplinli düzenli insanlara hayranım, ama olmuyor. Ben yapamıyorum. Nefsime hoş gelen şeyleri yapıyorum. Çok yemek, çok uyumak... Anı yaşayamıyorum. Ve bütün bunların inanılmaz vicdan azabını yaşıyorum. Bir türlü sizin anlattığınız yaşama sevincini içimde hissedemiyorum. Tavsiyelerinizi ve dualarınızı eksik etmeyin.
Selam sevgi ve saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Gönül Yolcusu”,
Kıymetli yavrum, önce mükemmel olmak idealini bırakalım. Hiçbirimiz ideal değiliz. Bu dünyaya ne ideal bir kadın geldi, ne bir erkek. Hepimizin hatalarımız, kusurlarımız, noksanlarımız var. Bu realiteyi lütfen kabul edelim. Sonra her gün, bir gün evvelinden devraldığımız emaneti nakış iğnesinin ucu kadar da olsa iyiye, güzele götürecek birşeyler yapmaya çalışalım. Karıncaya sormuşlar, “Nereye gidiyorsun?” “Hz. İbrahim’in ateşini söndürmeye” demiş. “Bu vücutla mı” demişler, “Evet” demiş, “ben vücuduma aldığım bir yudum suyla ateşi söndürmeye gidiyorum. İyi de siz ne yapıyorsunuz?” Soranlar pişman olmuş, karıncadan özür dilemişler. Mesele burada yavrum. Hep minicik de olsa birşeyler yapabilmek. Mesela o gün iki kaşık, iki çatal az yiyebilmek, on dakika az uyuyabilmek. Ne olur şu mükemmellik saçmalığını, manyaklığını bırakalım. İdeal insan olmaz. İnsan demek hata, kusur, noksanlık demek. Bütün mesele bir karınca olabilmek. Hepsi bu kadar. Anlaştık mı yavrum? Yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
Geri Dön