.
Sayın Büyüğüm, Çok Değerli Dostlar,
Eskiler, “Gönülden gönüle yol vardır.” demişler. İnsanların kalpleri bileşik kapları andırır. Bu kaplardan birine hangi sıvı konursa, diğer kaplara da aynı sıvı geçer.Kalpten kalbe hâl akışını sağlayan muhabbet kanalları vardır. Bir insan hakkında sürekli pozitif düşünmek, ona muhabbet ve sevgiyle bağlanmak, onun da o kimse hakkında aynı şekilde düşünmesine ve hissetmesine yol açar. Bir insan hakkında sürekli negatif düşünmek, onun da karşılık olarak negatif tepki vermesine neden olur.
Tasavvuf büyükleri yüzyıllar önce bu gerçeği dile getirmişlerdir. Mevlana: “Birisinin kalbinde taht kurmak, sevgisini kazanmak istiyorsanız, onu öylesine sevmelisiniz ki, benliğinizi bırakıp adeta o olmalısınız.” diye anlatır bu gönül bağını.
Asr-ı saadette iki sahabe beraber oturuyormuş. Başka birisi gelip, selam vererek önlerinden geçtikten sonra, oturanlardan birisi demiş ki: “Vallahi bu zat beni çok sevdi.” Diğeri: “Seni sevdiğini nereden anladın?” diye sormuş. Arkadaşı : “Çünkü, ben onu Allah rızası için çok sevdim” demiş. İnsan, hiçbir karşılık beklemeden, Allah rızası için kimi seviyorsa, şüphesiz o da onu sevecektir. Allah için sevenler, dilden çok kalp ile anlaşırlar,gönüller arası köprü kurulur, aynı hisleri ve düşünceleri paylaşırlar.
Allah dostlarını sevmek ve onlara muhabbetle bağlanmak ise, hem evliya, hem Allah tarafından sevilmeye vesile olur.İmâm-ı Rabbâni hazretleri: "Kulun amelleri nedir ki Allah Teâlâ’nın rızasına kavuştursun? Fakat Allah Teâlâ’nın rızasına kavuşmuş ve makbul kullarından olan zatları sevmek ve onlara muhabbet beslemek, Allah Teâlâ’nın rızasına kavuşmak için en kıymetli vasıtadır." buyurmuştur.
Muhabbet ve onun neticesi olan beraberlik, beraber olunanla hâl olmayı icab ettirir. Kötülere muhabbet edenler, onların hâlleriyle hâllenirler. Allah’ın sevgili kullarına muhabbet edenler de o sevgili kulların hâlleriyle hâllenirler.
Gönlün gerçek sahibi Allah'tır. Allah'tan uzaklaştıkça bizim dertlerimiz artar, sebebini bilmediğimiz sıkıntılar,hüzünler,gönül boşlukları başlar. Allah’a yakınlaştıkça ebedi huzur,sevgi ve dostluk hazinelerinin kapıları açılır. Gönül öyle bir hazinedir ki, Allah “Ben göklere sığmam,ancak mümin kulumun kalbine sığarım.” buyuruyor. Yunus Emre bu muhteşem gerçeği dizelerinde ne güzel anlatır:
Bu tılsımı bağlayan
Türlü dilde söyleyen
Yere göğe sığmayan
Sığmış bu can içinde.
Çok aradım özledim
Yeri gökü aradım
Çok aradım bulmadım
Buldum insan içinde.
Mevlana: “Her zerrenin gönlünde bir saray var; fakat kapısını açmadıkça kapalı kalır sana.” der. Eğer insan ilahi dostluklara gönlünü tamamen açabilirse sonunda öyle bir hal alır ki, sağ elini semaya, sol elini arza çeviren bir semazen gibi olur, varlığı latifleşir, Hakk’tan alan halka veren bir hale dönüşür.
Allah bu sevgili kulları için şöyle buyurmuştur:
“Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. Onlar ki, Allah’a iman etmişlerdir ve hep takva ile korunur dururlar. Onlara dünya hayatında da, ahiret hayatında da müjdeler vardır. Allah’ın sözlerinde değişiklik yoktur. İşte bu, en büyük kurtuluştur.” (Yûnus, 62-64)
Saygı ve sevgilerimle
Öğrenci