-Velî, kalbi her an Allah’la irtibat halinde olan kimsedir. Her topluluğun kendi içinden evliyası vardır. Bir velî eşyayı değiştirebilir. Bir kimseyi görünmez yapabilir. Hira mağarasına Peygamber Efendimiz saklandığında kapıda bir ağaç büyüyor, bir kuş hemen yumurtluyor, örümcek ağ yapıyor.
Gazeteci ve yazar Oktay Akbal, bir gün bir hamalın çok sıcak bir yaz günü sırtında yüz kilo yükten beli bükülmüş bir halde yokuş çıktığını ama bir taraftan da türkü söylediğini görünce dayanamaz, yaklaşıp sorar: “Afedersiniz” der “biz bu sıcakta kan ter içinde zor yürürken siz bu kadar yükün altında hala türkü söyleyebiliyorsunuz, bu nasıl oluyor?” Hamal, önce bir şey söylemek istemez, sonra durup, Oktay Akbal’a yaklaşarak “Beyim” der, “içimiz düzgün olunca yüz kilo yük bize vız gelir”. Burada için düzgün olması; kalbin her an Allah’la beraber olması demektir.
“Gerçek müslüman halktan biriyken hükümdar gibi olan, hükümdarkense halktan biri gibi olandır.”
Hz. Ömer (R.A.)
Şimdilerde evliya denilince herşeye “Eyvallah” diyen, zillet içinde insanlar akla geliyor ne yazık ki. Bertrant Russel’e sormuşlar, “Olgun insanın özellikleri nelerdir?” diye. Cevap vermiş, “Nerede, ne zaman, ne şekilde, nasıl hareket edeceğini bilen insan demektir.” Eğer herkese el ovarsak ne olur? Eskiden bir türkü vardı, “Veresiye, vere vere, kalmadı, kalmadı” diye. Ödün vere vere de şahsiyet kalmıyor. Hayatta her şey karşılıklı olacak. Sevgiye sevgi, saygıya saygı, fedakarlığa fedakarlık. Gerçek Müslüman yapılan bir hakarete korkusuzca karşılığını verebilen kişidir.
Olgunluk, yerine göre yumuşacık, okşayıcı, sevgi dolu, yerine göre de dünyanın en sert, en kaba, en dobra insanı olabilmektir.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.