İnsanlığın yüz akı, Resulullah Efendimizin sadık dostu Hz. Ebubekir (r.a)’a sormuşlar, “Efendim, nasıl böyle mükemmel bir insan oldunuz?” demişler. “Bazı şeyler istediğim gibi olmaya olmaya...” diye cevap vermiş. En iyisi hayatı ve insanları oldukları gibi kabul etmek. Ne isteklerimiz olunca aşırı sevinmek, ne de olmayınca aşırı üzülmek. “Hayırlısı” deyip, geçip gitmek.
Efendim, hayat yolunda hepimizin yanlış attığımız adımlar oluyor, hatalarımız oluyor, kusurlarımız, noksanlarımız veya törpülenmesi gereken fazlalıklarımız oluyor. Yapılacak iş nedir, hayatı, insanları oldukları gibi kabul etmek. Bir de kendimize fazla yüklenmemek. Kendine fazla yüklenmek, kendini sürekli itham etmek her an yaptığımız hataları yaşamak, bizi iyiye, güzele ve doğruya götüremiyor.
Yunus Emre, “Yaradılanı hoş gör, Yaradandan ötürü.” diyordu. Evet, yaradılanı hoş görelim ama kendimizi de tahrip edercesine, yıpratırcasına itham etmeyelim. Zaman zaman, bir daha tekerrür etmemesi için kararlar alalım ama kendimizi de hoş görelim. Sonra işin bir başka yönü daha var. Kimbilir belki öyle olmasında bir hayır vardır. Biraz hadiselerin akışı içinde daha rahat olmayı öğrenelim.
Büyük Türk velîsi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri “Tefvizname” isimli şiirinde teslimiyeti o kadar güzel anlatıyor ki...
“Hak şerleri hayr eyler
Zannetme ki gayreyler
Ârif anı seyreyler
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler...
***
Sen Hakk’a tevekkül kıl
Sabreyle ve râzı ol
Tefviz et ve rahat bul
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler...
***
Bir işi murâd itme
Hak’dandır O red itme
Oldıysa inâd itme
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler...
***
Hakk’ın olıcak işler
Ol hikmetini işler
Boşdur gam u teşvişler
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler...”
***
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.