Sayın Ayla Belen,
30.3.2007 tarihli mailinizi aldım.
Mevlana, kendine dil uzatan saygısızlara, küstahlara, kendini birşey sanan, kasım kasım kasılan insan müsveddelerine yedi asır öncesinden ne güzel cevap veriyor. Bazı kimseler var. İsim yapmak için, reyting için cami duvarına pislik sürüyorlar. İşte bütün duyan, düşünen, seven insanların gözbebeği olan Hazreti Mevlana’ya leke sürmeye çalışan bu yaratıklara da hak ettikleri cevabı vermek bizim görevimizdir. Ben Konya’lıyım. Nerelisin diye sordukları zaman “Mevlana diyarı”ndan’ım derim. Ve Konyalı olmayı şeref sayar, onunla iftihar ederim. Ama o mübarek beldede hocalık yaptığını sanan bazı ukalalar duymaktan, düşünmekten, hissetmekten yana nasibi olmayan bazı bahtı karalar elbet birgün soru, hesap gününde attıkları çamurun hesabını vereceklerdir. Onları tel’in etmek, tezyif etmek de bizim görevimizdir. Sen çık ukala ukala yarım sakalınla salaklığın en büyüğünü yap, ondan sonra da Mevlana’ya küfredenleri, hakaret edenleri konuştur, konuştur, sonra O’nu savunmak isteyenlere söz hakkı verme. Bu, asla hoş görülecek, affedilecek birşey değildir. Nitekim, o geceden sonra pek çok insan Cevizoğlu’nu defterlerinden sildiler. Birdaha onun programını izlemediler. Namık Kemal Zeybek de sahayı terk etti. Korktu, kaçtı. Öyle mi yapmalıydı? Orada arslanlar gibi kükreyecekti. Hepsini lağım farelerinin yanına gönderecekti. Ben de ona boykot ettim o geceden sonra. Biz, milli ve manevi değerlerimiz üzerinde tir tir titremedikçe, gerekirse kellemizi ortaya koymadıkça, o inançlar palavradan başka birşey değildir. Namık Kemal bir şiiinde
“Tünd söz işitir bizden, tünd söz söyleyen” der.
Tekrar ediyorum. Milli ve manevi değerler için gerektiğinde şanını şöhretini, mevkii, makam ve rütbesini ortaya koymayan insanların inancına inanmıyorum. Gün oldu, kainatın en hassas, en ince, en zarif insanı yüce Peygamberimiz harpte kılıcını çekti, arslanlar gibi savaştı. Ben, Muhammedi’yim, İsevi değilim. Sağ yanağıma bir tokat atana doğrusu sol yanağımı çeviremem. O tokatı atana aynı tokatla cevap veririm. Herkes haddini bilsin. Küstaha küstah demek kabalık değildir. Bazı kimseler de akılları ermeden bize ders vermeye kalkmasınlar. Onların dersine ihtiyacımız yok.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Tünd söz işitir bizden, tünd söz söyleyen Yazan Ayla Belen
Cvp: Tünd söz işitir bizden, tünd söz söyleyen Yazan Sabri Tandoğan