Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Gerçek sanat eseri.
Gönderen : Semra Tecimer
Tarih : 7/30/2017 8:34:25 PM


.


Sayın büyüğüm, size bizlerle olan gönül beraberliğiniz için gönülden teşekkürlerimizi sunuyoruz.


Efendim, size bir sorum olacak eğer müsaadeniz olursa: Farz ve nafile ibadetlere ayrılacak zamanla günlük işlere ayrılacak zaman arasındaki denge nasıl olmalıdır?



Varlığınız için Allah’a sonsuz şükürlerimizle hürmetle ellerinizden öpüyoruz, çok teşekkürler...


Semra Tecimer


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Semra Tecimer,


Kıymetli yavrum, başta farz ibadetler olmak üzere insanın manevi tekamülünde üçünün de ayrı ayrı yerleri vardır. Önemli olan bu üç ibadet arasında duruma uygun, dengeli bir taksimat yapabilmektir. Ben eğer Allah rızası için aşkla, şevkle, heyecanla yapılırsa dünya işlerini de bir ibadet olarak görüyorum. Bir öğretmen okulda öğrencilerine faydalı olabilmek için elinden gelen gayreti gösterirse, bir tüccar müşterisine imkan nispetinde ucuz, fakat çok kaliteli bir malı vermeye çalışırsa, bir terzi elbisesini en iyi dikmek için mümkün olanı yaparsa soruyorum size bütün bunlar bir ibadet sayılmaz mı? Önemli olan hepsinin hakkını verebilmektir. Hepsinin yeri ayrıdır. Bir Kudsi Hadiste şöyle buyruluyor: “Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşır, yaklaşır. Öyle bir durum olur ki o kulumun dilinden söyleyen ben olurum”. Televizyonda ahkam kesen bazı kimseler sünneti bile kaldırıyorlar borçların ödenmesi için. Bu bakkal kafasıyla ben insanın manen tekamül edeceğine inanmıyorum. Yunus Emre ne diyor:



“Sana derim ey hoca


Sırat köprüsü nice


Kıllardan daha ince


Geç derlerse ne dersin



Yoğ ise amalimiz


Fayda vermez malımız


Kabirde sualimiz


Ver derlerse ne dersin



Miskin Yunus, sen seni


Bir adam mı sanırsın


Halini, mikdarını


Bil derlerse ne dersin”



Farz ibadetin yeri ayrı, nafile ibadetin yeri ayrı, dünya işlerini temiz, tertipli, düzenli yapmanın yeri ayrıdır. O da bir ibadettir. Bütün mesele bu üç ibadeti yirmidört saatin içine bir estetik olay gibi yerleştirebilmektir. Bu mümkün mü? Mümkün ya. Bazı kimseler bu üç ibadeti de o kadar yerinde, zamanında, tertipli yapıyorlar ki o zaman onların hayatı bir sanat eseri oluyor. Önemli olan da bu değil mi? Şiir yazmak güzel, resim yapmak güzel, beste yapmak güzel. Ama bunlardan daha güzel olanı bence insanın yaşadığı hayatı bir güzel san’at eseri haline getirebilmesidir. Kıymetli yavrum, olay bundan ibaret. Bunu yapabilenlere ne mutlu.


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan
Makamı Âli Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]