Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sevginle gireceğim toprağa, sevginle çıkacağım topraktan
Gönderen : Gül
Tarih : 4/1/2007 4:59:35 PM


Merhaba Efendim.


Geçen hafta sitede okuduğum bir mail üzerine bir iki satır yazmak istedim ancak fırsatım olmadı. Bugün ilk fırsatta duygu ve düşüncelerimi ifade etmek istedim. Geçen hafta mail gönderen Abdullah İnançer isimli arkadaşımızın yazmış oldukları beni de fevkalade üzdü. Kıymetli kardeşimin (müsaade ederlerse böyle hitap etmek isterim) uslubundan, kültürel olarak hayli donanımlı ve belli bir seviyede olduğu açıkça anlaşılıyor. Ayrıca Hak ve Peygamber yolunda bir insan olarak, düşüncelerini samimi olarak yazmış. Bu nedenle bir kat daha üzüldum. Seneler evvel bir özel televizyon kanalında Hazreti Mevlana hakkında, çok çirkin söz ve düşüncelere yer verilen bir programdan bahsetmiş. Bu korkunç program, kimbilir daha kimleri menfi etkiledi, dimağlarda böyle iz bıraktı.. Düşününce ürperdim.


       Hazreti Mevlana hakkında konuşup yazmak benim haddim değil, farkındayım. Ancak gönlümdeki Mevlana sevgisi kayıtsız kalmama engel oldu. İslam dünyasında Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden sonra en çok okunan eserin Mesnevi Şerif olduğu hemen hemen bütün kaynaklarda sık sık belirtiliyor. Hz. Mevlana, eserleri ile yalnız doğudaki alimlere değil, batıdaki pek çok alim, yazar, bilimadamı ve mütefekkire de tesir etti. Şarkın yetiştirdiği en büyük alim ve dahilerden olan İkbal Hazretleri bunun doğudaki en çarpıcı örneklerinden biri. İkbal, kendi memleketi Pakistan'da islami ilimlerde hayli ilerledikten sonra Avrupa'da tahsiline devam etmiş, İngiltere'de Cambiridge Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Almanya'da Münih'te felsefe doktoru payesini almıştır. Bizatihi kendisi dünyada alimlerin alimi olarak tanınmasına rağmen, gerek doğuda, gerekse batıda yetişmiş ve dünyaca tanınmış en büyük alim, filozof ve ediplerin eserlerini okuduktan sonra, sonunda Mevlana hazretlerini kendisine mürşit edinmiştir. İkbal, Hindistan'da felsefe ve İngiliz edebiyatı, İngiltere'de Arap edebiyatı okutan, iki kültür  arasında sentez yapmış büyük bir alimdi. Doğu ve batı kültürünü özümseyen ve 1938 yılında vefat eden İkbal'in, kendisinden asırlarca evvel yaşayan Mevlana hazretlerini mürşid edinmesi dikkat çekici değil mi? İkbal'in batıda Mevlana'nın tanınması üzerinde büyük hizmetleri olmuştur.


         Bir kaç ay evvel Fransız Prof. Eva De Vitray Meyerovitch'in, ''İslamın Güler Yüzü'' isimli eserini okudum. 1909-1999 yılları arasında yaşayan bu hanım koyu katolik ve aristokrat bir ailenin mensubu. Rahibeler içinde yetişmiş. Hukuk ve felsefe eğitimi almış, Avrupa'da pek çok üniversitede hocalık yapmış. Birtakım tereddütleri nedeniyle, bildiği yabancı dillerin üstüne Grekçe yi de öğrenere üç yıl incil metinlerinin tefsiri ile uğraşmış. Bir gün Pakistanlı akademisyen bir arkadaşının kendisine İkbal'in bir kitabını  hediye etmesi üzerine, İkbal, Mevlana ve islam dünyası ile tanışmış. Arapça ve Farsça öğrenerek İkbal ve Mevlana'nın hemen bütün eserlerini Fransızca'ya tercüme etmiş ve pek çok insanın islam olmasına, en azından islama sempati duymasına vesile olmuş.  Ezher Üniversitesi dahil, dünyanın pek çok yerinde, hatta İstanbul Taksim Kültür Merkezi'nde Mevlana hakkında konferanslar vermiş. Konferanslarında Mevlana hazretlerinin bir beyitinden bahsedince ardından Kur'an'ın hangi ayetine dayandığını, hangi Hadis-i Şerifi temel alarak söylendiğini de açıklarmış.


Ben yalnızca ilk etapta aklıma gelen örnekleri arzetmeye çalıştım. Yunus Emre Divanında, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetnamesinde yine Mevlananın beyitlerine yer verilmiştir.


      Hazreti Mevlana'yı objektif olarak inceleyen eserlerde, O'nun Kur'an'dan ve Resulullah efendimizin yolundan kıl kadar ayrılmadığını görüyoruz. Bu konuda benim de elimden düşürmediğim, Şefik Can merhumun, 'Mevlana, Hayatı, Şahsiyeti, Fikirleri' isimli eserini önermek istiyorum. Bu eserde, Hz. Mevlana'nın babası büyük alim Sultanü'l ulema, bilginlerin sultanı Bahaüddün Veled hazretlerinin Anadolu'ya göç etmesi, göç etme sebepleri, o dönemdeki siyasi durum, Hz. Mevlana'nın çocukluğu, gençliği, fikirleri, etkilediği doğulu ve batılı alimler ... tamamı detaylı olarak anlatılıyor.  


Bu kadar büyük bir veballe yaşayıp son nefesimizi vermektense, Mevlana hazretlerinin tam ehli sünnet yolunda olduğunu bizzat kendimiz müşahade edelim. Söylenecek ve yazılacak çok şey var ancak yazma konusunda çok başarılı olmadığım gibi, ne söylesem bu büyük veliyi anlatmaktan aciz olduğumun farkındayım. İlgilenen kardeşlerim için O'nun hakkında yazılmış ve benim yüreğimi en çok titreten iki eserden bahsettim.


      Lütfen, kulaktan dolma bilgilerle bu denli büyük bir alime dil uzatan insanları dinlemek ve itibar etmek yerine, kendimiz araştıralım, okuyalım, gönlümüze danışalım, Mevlanayı gerçekten anlayan, tanıyan, özümseyen insanlardan öğrenelim.


      Eğer mail gönderen kardeşimi incitecek bir ifade kullandı isem özür diliyorum.


      Hürmetle ellerinizden öpüyorum babacığım....


Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Sevginle gireceğim toprağa, sevginle çıkacağım topraktan Yazan Gül
Cvp: Sevginle gireceğim toprağa, sevginle çıkacağım topraktan Yazan Sabri Tandoğan

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]